İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Yurtseven | Türkçe | Ülkesini seven kimse. |
Yurtsever | Türkçe | Ülkesini seven kimse. |
Yurtsevil | Türkçe | "Ülkendekiler tarafından sevil" anlamında kullanılan bir ad. |
Yurtsevin | Türkçe | "Ülkenizi sevin" anlamında kullanılan bir ad. |
Yurttaş | Türkçe | Yurtları veya yurt duyguları aynı olanlardan her biri. |
Yusuf | İbranice | 1. İnleyen, ah eden. 2. İnilti. |
Yüce | Türkçe | Yüksek, büyük, ulu. Yüksek, büyük, ulu. |
Yücealp | Türkçe | Büyük, ulu yiğit. |
Yücebaş | Türkçe | Yüksek, büyük, ulu kimse. |
Yücedağ | Türkçe | Yüksek, büyük, ulu kimse. |
Yüceer | Türkçe | Yüksek, büyük, ulu kimse. |
Yücel | Türkçe | "Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle" anlamında kullanılan br ad. "Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle" anlamında kullanılan br ad. |
Yücelay | Türkçe | Yükselen, başarı kazanan kimse. |
Yücelen | Türkçe | Yükselen, yüce bir duruma gelen. Yükselen, yüce bir duruma gelen. |
Yücelt | Türkçe | "Yükselt, yüce bir duruma getir" anlamında kullanılan bir ad. |
Yücelten | Türkçe | Yükselten, yüce bir duruma getiren. |
Yücenur | Türkçe, Arapça | Aydınlık saçan yüce kimse. |
Yücesan | Türkçe | Saygın bir adı olan kimse. |
Yücesoy | Türkçe | Saygın, ulu bir soydan gelen kimse. |
Yücetekin | Türkçe | Kahraman, büyük, ulu hükümdar. |
Yücetürk | Türkçe | Büyük, ulu, değerli Türk. |
Yüğrük | Türkçe | Çevik, hızlı giden, koşan. |
Yüksel | Türkçe | "Yükseklere çık, yücel, başarı kazan, ilerle" anlamında kullanılan bir ad. |
Yükselen | Türkçe | Yükseklere çıkan, yücelen, ilerleyen. |
Yülük | Türkçe | Saygıyla eğilen, saygılı. |
Yümni | Arapça | (Yümni:) |
Yümniye | Arapça | Uğurlu, kutlu. |
Yümun | Arapça | 1. Uğur, mutluluk. 2. Bereket. |
Yürekli | Türkçe | 1. Kostak, çalımlı, iyi giyinmiş, güzel, yakışıklı. 2. Kendini beğenen, onurlu. 3. Yiğit, kabadayı, |
Yürük | Türkçe | bk. Yörük - 1. Göçebe. 2. Çabuk yürüyen, hızlı. |
Yürüker | Türkçe | Hızlı giden, koşan kimse. |
Yüzüak | Türkçe | Dürüst, doğru, namuslu, suçsuz kimse. |
Zabit | Arapça | (za:bit) |
Zade | Farsça, Arapça | (za:de) |
Zafer | Arapça | 1. Amaca ulaşma, başarı. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku. |
Zafir | Arapça | (za:fir) |
Zafire | Arapça | (za:fire) |
Zağnos | Türkçe | Bir tür doğan kuşu. |
Zahide | Arapça | (za:hide) |
Zahir | Arapça | (za:hir) |
Zahire | Arapça | (za:hire) |
Zahit | Arapça | (za:hit) |
Zaide | Arapça | (za:ide) |
Zaik | Arapça | (za:ik) |
Zaika | Arapça | (za:ika) |
Zaim | Arapça | (za:im) |
Zait | Arapça | (za:it) |
Zaki | Arapça | (za:ki) |
Zakir | Arapça | (za:kir) |
Zakire | Arapça | (za:kire) |