İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Karatay | Türkçe | Anadolu Selçuklu devlet adamı. |
Karatekin | Türkçe | Esmer kimse. |
Karatün | Türkçe | Karanlık gece. |
Karayağız | Türkçe | Koyu esmer kimse. |
Karayel | Türkçe | Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk yel. |
Karcan | Türkçe, Farsça, Arapça | bk. Karacan - Esmer kimse. |
Kardan | Türkçe | Kar gibi, ak, beyaz, temiz, saf. |
Kardelen | Türkçe | Baharın müjdecisi bir çiçek. |
Kardeş | Türkçe | 1. Aynı ana babadan doğmuş veya ana babadan biri ayrı olan çocukların birbirine göre adı. 2. Çok yakın arkadaş, dost. |
Kargı | Türkçe | 1. Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık. 2. Kamış, saz. |
Kargın | Türkçe | 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan. |
Kargınalp | Türkçe | Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit. |
Karhan | Türkçe | bk. Karahan - Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san. |
Karık | Türkçe | 1. Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış. |
Karındaş | Türkçe | Kardeş. |
Karlık | Türkçe | Kar kuyusu. |
Karlu | Türkçe | Karlı. |
Karluk | Türkçe | Türk boylarından biri. |
Karlukhan | Türkçe | Karluk boyunun hanı. |
Karsel | Türkçe, Arapça | Karın erimesiyle oluşan sel. |
Kartal | Türkçe | Kartalgillerden, çok güçlü, iri, yırtıcı kuş. |
Kartay | Türkçe | Yaşlı, pir. |
Kartekin | Türkçe | Kar gibi saf, temiz kimse. |
Karyağdı | Türkçe | Karlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad. |
Kasal | Türkçe | Kibir, gurur, övünme. |
Kasar | Türkçe | Hatır, gönül. |
Kasım | Arapça | 1. Ayıran, bölen, taksim eden. 2. Kırıcı, ezici, ufaltıcı. |
Kasırga | Türkçe | 1. Şiddetli fırtına. 2. Duyguların patlak verişi, büyük heyecan, coşku. |
Kâşif | Arapça | (kâ:şif) |
Kâşife | Arapça | (kâ:şife) |
Kaşka | Türkçe | Şakacı, neşeli kimse. |
Katı | Türkçe | 1. Çok, pek, fazla, yeğin. 2. Ağır. 3. Haşin, sert, kırıcı. |
Katıhan | Türkçe | Sert, kırıcı hükümdar. |
Kâtibe | Arapça | (kâ:tibe) |
Kâtip | Arapça | (kâ:tip) |
Katun | Türkçe | bk. Kadın - 1. Erişkin dişi insan. 2. Evlenmiş kız. 3. Eskiden bayan anlamında kullanılan bir san. 4. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan . |
Kavas | Arapça | 1. Oklu asker. 2. Ok yapan, okçu. |
Kavçın | Türkçe | Konuk, misafir. |
Kavruk | Türkçe | 1. Dertli, acı çeken. 2. Sevdalı, âşık. |
Kavurt | Türkçe | Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman. |
Kavurtbey | Türkçe | Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman bey. |
Kavurthan | Türkçe | Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman hükümdar. |
Kavvas | Arapça | bk. Kavas - 1. Oklu asker. 2. Ok yapan, okçu. |
Kay | Türkçe | Yağmur, sağanak. |
Kaya | Türkçe | Büyük ve sert taş kütlesi. |
Kayaalp | Türkçe | Kaya gibi güçlü yiğit. |
Kayacan | Türkçe, Farsça, Arapça | Canı kaya gibi güçlü olan. |
Kayaer | Türkçe | Kaya gibi güçlü kimse. |
Kayagün | Türkçe | Kaya gibi güçlü ve yakışıklı kimse. |
Kayagündüz | Türkçe | Kaya gibi güçlü ve yakışıklı kimse. |