İsimlerin Anlamı - Sayfa 92


İsim Kökeni Anlamı
İmamettin Arapça (ima:mettin)
İman Arapça (i.man)
İmat Arapça Direk, sütun.
İmbat Yunanca Denizden esen serin rüzgâr.
İmdat Arapça 1. Tehlikede veya güç durumda olana yapılan yardım. 2. Yardım için gelen kuvvet.
İme Türkçe 1. Çukur, kuytu yer. 2. Bir tür dağ keçisi veya geyik. 3. İlaç, çare, şifa, deva.
İmece Türkçe Birçok kimsenin el birliğiyle, bir kişinin veya topluluğun işini yapması.
İmer Türkçe Çok zengin, varlıklı.
İmge Türkçe Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İmre Türkçe 1. Âşık, tutkun. 2. Kardeş. 3. Arkadaş.
İmren Türkçe Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği. Görünen bir şeyi veya benzerini edinme isteği.
İnak Türkçe Gerçek dost, arkadaş, sırdaş.
İnal Türkçe Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnalbey Türkçe Kendisine inanılan, güvenilen bey.
İnalcık Türkçe Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnalkut Türkçe Kendisine inanılan, güvenilen kutlu kimse.
İnaltekin Türkçe Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnan Türkçe Bir kimsenin veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
İnanç Türkçe 1. Bir düşünceye gönülden bağlılık. 2. Allah’a, bir dine inanma, iman. 3. Güven ve inanma duygusu.
İnançlı Türkçe İnancı olan, imanlı.
İnanır Türkçe İnanan, inançlı.
İnanöz Türkçe Özünde inanç olan, iman eden.
İnayet Arapça (ina:yet) (ina:yet)
İnce Türkçe Düşünce, duygu veya davranış bakımından, sevgi ve saygı uyandıran, nazik. Düşünce, duygu veya davranış bakımından sevgi ve saygı uyandıran, nazik.
İncebay Türkçe Nazik, kibar kimse.
İncebey Türkçe Nazik kimse.
İncesu Türkçe Su gibi saf ve temiz olan nazik kimse.
İnci Türkçe İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İnciden Türkçe İnci gibi güzel, zarif, değerli.
İncifem Türkçe, Farsça, Arapça İnci gibi güzel ağızlı.
İncifer Türkçe, Farsça, Arapça İnci gibi parlak, güzel.
İncigül Türkçe, Farsça, Arapça İnci gibi güzel olan.
İncilâ Arapça (incilâ:)
İncilây Arapça bk. İncilâ - (incilâ:)
İncinur Türkçe, Arapça İnci gibi parlak olan.
İncisel Türkçe, Arapça İnci gibi güzel olan.
İnciser Türkçe, Farsça, Arapça Baş inci, en güzel inci.
İnkılâp Arapça 1. Bir durumdan başka bir duruma dönme, dönüşüm. 2. Devrim.
İnönü Türkçe Türkiye Cumhuriyetinin ikinci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı kahramanı, kumandan ve devlet adamı İsmet Paşanın soyadı.
İnsaf Arapça Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet.
İpar Türkçe Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtırak çiçekleri.
İpek Türkçe 1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
İpekel Türkçe Nazik, zafir, kibar kimse.
İpekten Türkçe, Farsça, Arapça Teni ipek gibi yumuşak olan.
İrem Arapça 1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe. 3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İren Türkçe Özgür, hür.
İrfan Arapça 1. Bilme, anlama 2. Kültür, ekin. 3. Tasavvufta, evrenin sırlarını bilme gücü.
İrfani Arapça (irfa:ni)
İrfaniye Arapça (irfa:niye)
İrfat Arapça Yardım etme, bir şey verme.