| Handan |
Farsça, Arapça |
Gülen, gülücü, güleç, sevinçli. |
| Hande |
Farsça, Arapça |
Gülüş, gülme. |
| Hanedan |
Farsça, Arapça |
(ha:nedan) |
| Hanefi |
Arapça |
Hanefi mezhebinden olan kimse. |
| Hanım |
Türkçe |
1. Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan kadın. 2. Kız ve kadınlara verilen bir san. 3. Eş, karı. |
| Hanımkız |
Türkçe |
Ağırbaşlı kız. |
| Hanif |
Arapça |
1. İslam dinine sımsıkı bağlı olan kimse. 2. İslamiyetten önce tek Tanrı'ya inanan. |
| Hanife |
Arapça |
1. İslam dinine sımsıkı bağlı olan kimse. 2. İslamiyetten önce tek Tanrı'ya inanan. |
| Hankan |
Türkçe |
Han soyundan gelen kimse. |
| Hankız |
Türkçe |
Hükümdar kızı. |
| Hansoy |
Türkçe |
Han soyundan gelen kimse. |
| Hansultan |
Türkçe, Arapça |
Hükümdar vr sultan. |
| Hanüman |
Farsça, Arapça |
(ha:nüman) |
| Hanzade |
Türkçe, Farsça, Arapça |
(hanza:de) (hanza:de) |
| Harbiye |
Arapça |
Savaşla ilgili. |
| Hare |
Farsça, Arapça |
(ha:re) |
| Harika |
Arapça |
(ha:rika) |
| Harun |
İbranice |
(ha:run) |
| Hasan |
Arapça |
1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş. |
| Hasanalp |
Arapça, Türkçe |
Güzel yiğit. |
| Hasane |
Arapça |
bk. Hasene - 1. Güzel, iyi. 2. İyi, hayırlı iş, iyilik. |
| Hasay |
Arapça, Türkçe |
Ay gbi özel olan. |
| Hasbek |
Arapça, Türkçe |
İyi, dürüst, saf insan. |
| Hasbi |
Arapça |
İsteyerek ve karşılık beklemeksizin yapılan. |
| Hasefe |
Arapça, Türkçe |
Seçkin kabadayı. |
| Hasene |
Arapça |
1. Güzel, iyi. 2. İyi, hayırlı iş, iyilik. |
| Hasgül |
Arapça, Farsça |
Seçkin gül. |
| Hasibe |
Arapça |
Değerli, saygın, soyu temiz. |
| Hasip |
Arapça |
1. Değerli, saygın, soyu temiz kimse. 2. Muhasebeci. |
| Haskız |
Arapça, Türkçe |
İyi nitelikleri kendinde toplamış kız. |
| Haslet |
Arapça |
İnsanın yaradılışındaki huyu, doğası. |
| Hasna |
Arapça |
(hasna:) |
| Haspolat |
Arapça, Farsça |
Katışıksız, saf, çelik gibi kimse. |
| Hasret |
Arapça |
Özlem, özleyiş. Özlem, özleyiş. |
| Haşim |
Arapça |
(ha:şim) |
| Haşmet |
Arapça |
1. Büyüklük, görkem. 2. Kibarlık, nezaket. 3. Alçak gönüllülük. |
| Haşmettin |
Arapça |
Dinin büyüklüğü, ihtişamı. |
| Hatem |
Arapça |
(ha:tem) |
| Hatemî |
Arapça |
(ha:temi:) |
| Hatıra |
Arapça |
(ha:tıra) |
| Hatice |
Arapça |
Erken doğan kız çocuğu. |
| Haticenur |
Arapça |
Erken doğan güzel kız çocuğu. |
| Hatif |
Arapça |
(ha:tif) |
| Hatife |
Arapça |
1. Sesi işitilip de kendisi görünmeyen kimse. 2. Çağıran, seslenen. |
| Hatim |
Arapça |
1. Sona erdiren, bitiren. 2. Mühürleyen, mühürleyici. 3. Sonuncu. |
| Hatime |
Arapça |
(ha:time) |
| Hatip |
Arapça |
1. Güzel, düzgün. 2. Bir topluluk karşısında etkili konuşan kimse. 3. Camide hutbe okuyan kimse. |
| Hattat |
Arapça |
Güzel el yazıları yazan ve mesleği hattatlık olan kimse. |
| Hatun |
Türkçe |
1. Kadın. 2. Bayan, hanım. 3. Eş, zevce. 4. Eskiden yüksek kişilikli kadınlara veya hakan eşlerine verilen san. |
| Hatunana |
Türkçe |
Deneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın. |