| Güran |
Türkçe |
"Çokça hatırla" anlamında kullanılan nir ad. |
| Gürarda |
Türkçe |
Kendisinden sonra gelenleri çok olan. |
| Gürata |
Türkçe |
Atası güçlü ve kuvvetli olan. |
| Güray |
Türkçe |
Etrafa çokça ışık ve aydınlık saçan. |
| Gürbaş |
Türkçe |
Güçlü, kuvvetli kimse. |
| Gürbaşkan |
Türkçe |
Güçlü, kuvvetli başkan. |
| Gürbay |
Türkçe |
Güçlü ve kuvvetli zengin. |
| Gürboğa |
Türkçe |
Güçlü ve kuvvetli kimse. |
| Gürbüz |
Türkçe |
Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş, iri. Sağlam,güçlü ve iyi gelişmiş, iri. |
| Gürcan |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Canlı, güçlü, kuvvetli kimse. |
| Gürdal |
Türkçe |
Soyu çok geniş olan kimse. |
| Gürel |
Türkçe |
Hareketli, coşkun kimse. |
| Gürer |
Türkçe |
Güçlü, yiğit kimse. |
| Gürgân |
Farsça, Arapça |
1. Kurtlar. 2. Aksak Timur´un lakabı. |
| Gürhan |
Türkçe |
Bolluk içindeki güçlü han. |
| Gürkan |
Türkçe |
Canlı, kanlı kimse. |
| Gürsel |
Türkçe, Arapça |
Sel gibi çağlayan, hareketli kimse. |
| Gürselin |
Türkçe |
Sel gibi coşkulu, hareketli kimse. |
| Gürsen |
Türkçe |
"Coşkulu ve hareketlisin" anlamında kullanılan bir ad. |
| Gürses |
Türkçe |
Sesi gür olan. |
| Gürsev |
Türkçe |
"Çokça sev" anlamında kullanılan bir söz. |
| Gürsevil |
Türkçe |
"Çokça sevil" anlamında kullanılan bir ad. |
| Gürsu |
Türkçe |
Çağlayan. Çağlayan. |
| Gürşen |
Türkçe |
Çokça neşeli ve şen olan kimse. |
| Gürten |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Güçlü, kuvvetli. |
| Güven |
Türkçe |
Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, sevinç, mutluluk. Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, sevinç, mutluluk. |
| Güvenay |
Türkçe |
Güvenilen güzel. |
| Güvenç |
Türkçe |
1. Güvenme duygusu. 2. Sevinçli. 3. Dayanak, arka, yardım. |
| Güvercin |
Türkçe |
1. Dünyanın pek çok yerinde rastlanan, hızlı ve uzun zaman uçabilen, çoğu evcilleşmiş kuş. 2. Barış simgesi. |
| Güz |
Türkçe |
Sonbahar. |
| Güzay |
Türkçe |
Sonbahar ayı. |
| Güze |
Türkçe |
bk. Göze - 1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su. |
| Güzel |
Türkçe |
Hoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen. |
| Güzelay |
Türkçe |
Güzel kimse. |
| Güzelcan |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Güzel kimse. |
| Güzelce |
Türkçe |
1.Güzele yakın, güzel gibi. 2.İyice, adamakıllı. |
| Güzey |
Türkçe |
Gölgede kalan, az güneş alan yer. |
| Güzide |
Farsça, Arapça |
(güzi:de) |
| Güzin |
Farsça, Arapça |
Seçilmiş, seçkin, beğenilmiş. |
| Güzinay |
Farsça, Arapça, Türkçe |
Seçilmiş, seçkin, beğenilmiş güzel. |
| Güzingül |
Farsça, Arapça |
Seçilmiş, seçkin, beğenilmiş güzel. |
| Hacer |
Arapça |
1. Taş, kaya. 2. İsmail Peygamber’in annesinin adı. |
| Hacergül |
Arapça, Farsça |
Taşlar arasında yetişen gül. |
| Hacıgül |
Arapça, Farsça |
Hacca gitmiş gül gibi güzel kadın. |
| Hacıhanım |
Arapça, Türkçe |
Hacca gitmiş kadın. |
| Hacıkadın |
Arapça, Türkçe |
Hacca gitmiş kadın. |
| Hadiye |
Arapça |
(ha:diye) |
| Hadra |
Arapça |
(hadra:) |
| Hafıza |
Arapça |
(ha:fıza) |
| Hafide |
Arapça |
(ha:fide) |