İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Dirisoy | Türkçe | Sağlıklı bir soydan gelen kimse. |
Dirlik | Türkçe | 1. Huzur, erinç. 2. Yaşayış, sağlık, geçim. |
Dirsehan | Türkçe | Dede Korkut Hikâyelerinde çocuğu olmadığı için hor görülen kahramanın adı. |
Dizdar | Farsça, Arapça | Kale muhafızı. |
Doğa | Türkçe | 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü. |
Doğan | Türkçe | 1. Doğan, dünyaya gelen. 2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş. |
Doğanalp | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen yiğit. |
Doğanay | Türkçe | 1. Doğan, dünyaya gelen güzel. 2. Ayın ilk günleri. |
Doğanbaş | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen kimse. |
Doğanbey | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen bey. |
Doğanbike | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen ız. |
Doğaner | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen kişi. |
Doğangün | Türkçe | Doğan güneş gibi parlak olan. |
Doğanhan | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen hükümdar. |
Doğannur | Türkçe, Arapça | Nur gibi parlak olarak doğan. |
Doğanşah | Türkçe, Farsça, Arapça | Doğan, dünyaya gelen hükümdar. |
Doğantan | Türkçe | Şafak vakti. |
Doğantimur | Türkçe | Doğan, dünyaya gelen güçlü kimse. |
Doğay | Türkçe | "Ey ay, artık doğ, kendini göster" anlamında kullanılan bir ad. |
Doğru | Türkçe | 1. Gerçek, yalan olmayan. 2. Akla, mantığa uygun. 3. Dürüst, namuslu, ahlaklı. |
Doğruel | Türkçe | Eline ayağına düzgün olan kimse. |
Doğruer | Türkçe | Doğruluğuyla tanınan kimse. |
Doğruol | Türkçe | "Dürüst ve namuslu ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Doğruöz | Türkçe | Özü dürüst ve namuslu olan kimse. |
Doğu | Türkçe | Güneşin doğduğu yön, gündoğusu. |
Doğudan | Türkçe | Doğu yönünden. |
Doğuer | Türkçe | Doğuda bulunan kimse. |
Doğuhan | Türkçe | Doğuda bulunan hükümdar. |
Doğukan | Türkçe | Doğudan olan kimse. |
Doğuş | Türkçe | 1. Doğum, doğma. 2. Bir gök cisminin gözlem yerinin ufuk düzlemi üzerinde görünmesi. |
Dolan | Türkçe | Dolgun olan. |
Dolaner | Türkçe | Etine dolgun olan kimse. |
Dolay | Türkçe | Etraf, çevre. |
Dolun | Türkçe | bk. Tolun - Ayın on dördü, dolun. |
Dolunay | Türkçe | Ayın bütün olarak ve parlak göründüğü dönemi. |
Domaniç | Türkçe | 1. Tümsek, yokuş. 2. Kambur. |
Domurcuk | Türkçe | Tomurcuk. |
Donat | Türkçe | "Donat, süsle" anlamında kullanılan bir ad. |
Dora | Türkçe | 1. Dağ doruğu. 2. Bir şeyin üst kısmı, yukarısı, tepe. 3. En yüksek yer, uç. |
Dorak | Türkçe | Tepe, en yüksek yer, doruk. |
Doru | Türkçe | 1. Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara olan at. 2. Doruk. |
Doruk | Türkçe | 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli. |
Dorukhan | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli hükümdar. |
Dorukkan | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli kimse. |
Dorukkurt | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli kimse. |
Dorukkut | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli, saygın kimse. |
Doruktekin | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli hükümdar. |
Doruktepe | Türkçe | Başarılı, üstün nitelikli kimse. |
Dost | Farsça, Arapça | Sevilen, güvenilen yakın arkadaş. |
Dölaslan | Türkçe | Aslan gibi güçlü soydan gelen kimse. |