İsimlerin Anlamı - Sayfa 46


İsim Kökeni Anlamı
Çerkez Türkçe Kafkasya'nın yerli boylarından birinin adı ve bu boydan olan kimse.
Çerme Türkçe 1. Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer. 2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı. 3. Kaynak.
Çeşminaz Farsça, Arapça Nazlı, baygın bakışlı göz.
Çetik Türkçe 1. Yünden örülmüş terlik, mes. 2. Çarık. 3. Çocuk ayakkabısı. 4. Çekirge. 5. Fidan.
Çetin Türkçe 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
Çetinalp Türkçe Sert, inatçı yiğit.
Çetinay Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetinel Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetiner Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetinkaya Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetinok Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetinöz Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetinsoy Türkçe Sert, inatçı bir soydan gelen kimse.
Çetinsu Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetintaş Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çetintürk Türkçe Sert, inatçı Türk.
Çetinyiğit Türkçe Sert, inatçı kimse.
Çevik Türkçe Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çevikcan Türkçe, Farsça, Arapça Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çevikel Türkçe Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çeviker Türkçe Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çeviköz Türkçe Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çevrim Türkçe 1. Sınır. 2. Girdap. 3. Sürekli ve düzenli değişme.
Çeyiz Türkçe Gelin için hazırlanan her tür eşya.
Çıda Türkçe Süngü, mızrak.
Çıdal Türkçe Sabır.
Çıdam Türkçe Sabır.
Çıdamlı Türkçe Sabırlı.
Çığ Türkçe 1. Dağdan yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi. 2. Sürü, kafile. 3. Çok, sık, fazla.
Çığa Türkçe 1. Horoz, cennet kuşu gibi kuşların kuyruğundaki tüylerden en gösterişlisi. 2. Yaramaz çocuk. 3. Karışık renkli bir tür kuş.
Çığal Türkçe bk. Çığa - 1. Horoz, cennet kuşu gibi kuşların kuyruğundaki tüylerden en gösterişlisi. 2. Yaramaz çocuk. 3. Karışık renkli bir tür kuş.
Çığıl Türkçe 1. Çakıl ve taş yığını. 2. Kalabalık. 3. İri saman.
Çığır Türkçe 1. Çığın kar üzerinde açtığı yol. 2. İz. 3. Taşlı yol, patika. 4. Yenilikçi akım.
Çınak Türkçe 1. Yırtıcı kuş pençesi. 2. Yağmurdan sonra açan hava.
Çınar Farsça, Arapça 1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse. 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.
Çınay Türkçe Etrafa gerçekten ışık saçan kimse.
Çıngı Türkçe 1. Kıvılcım. 2. Parça.
Çıray Türkçe 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
Çıtak Türkçe 1. Dağlı, dağlarda yaşayan. 2. Köylü. 3. Yabancı, göçmen. 4. Kavgacı, inatçı, huysuz. 5. Açıkgöz, kurnaz. 6. İyi giyinmiş, yakışıklı delikanlı.
Çıtanak Türkçe 1. Bir dalda birkaç meyvenin bulunması. 2. Küçük dal.
Çıvgın Türkçe 1. Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. 2. Ağacın verdiği yeni sürgün, filiz.
Çiçek Türkçe Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
Çiftçi Türkçe Geçimini toprağını ekerek sağlayan kimse.
Çiğdem Türkçe Zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.
Çiğil Türkçe 1. Omuz, omuz başı. 2. Bir Türk boyu.
Çiğlez Türkçe Yakışıklı, ince, uzun boylu.
Çilek Türkçe Gülgillerden, sapları sürüngen, pembe kırmızı renkte meyvesi olan bir bitki.
Çilen Türkçe 1. Hafif yağan yağmur, çisenti. 2. Suyun derin olmayan yeri.
Çilenti Türkçe Çiy, jale.
Çiler Türkçe Şarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.