İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Çilhan | Türkçe | Yüzü çil çil olan hükümdar. |
Çilhanım | Türkçe | Yüzü çil çin olan kadın. |
Çiltay | Türkçe | Üzerinde benekler bulunan tay. |
Çimen | Türkçe | Kendiliğinden yetişmiş çim. |
Çimnaz | Türkçe, Farsça, Arapça | Çok nazlı. |
Çin | Türkçe | 1. Gerçek, gerçeklik, doğru. 2. Omuz. 3. Üzerinde çok meyve bulunan dal. 4. Soylu, öz, katıksız. |
Çinel | Türkçe | Doğru, dürüst, namuslu kimse. Doğru el, dürüst, namuslu. |
Çiner | Türkçe | Doğru, dürüst, namuslu kimse. |
Çinerk | Türkçe | Doğru yolda kullanılan güç. |
Çingiz | Türkçe | bk. Cengiz - 1. Güçlü, yılmaz, gözü pek kimse. 2. Tarihte Büyük Moğol İmparatorluğu´nu kuran Türk hükümdarı. |
Çinkılıç | Türkçe | Gerçek savaşçı. |
Çintan | Türkçe | Sabah vakti. |
Çintay | Türkçe | Soylu at. |
Çinuçin | Türkçe | Üstün, galip, zafer kazanmış. |
Çiray | Türkçe | Yüz, surat. |
Çisen | Türkçe | 1. Sisli ve kapalı havada ince ince yağan yağmur. 2. Çiy. |
Çisil | Türkçe | İnce yağmur. |
Çitlembik | Türkçe | 1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç. 2. Ufak tefek, esmer ve sevimli. |
Çoban | Farsça, Arapça | Koyun, keçi, inek gibi hayvanları güdüp otlatan kimse. |
Çobanyıldızı | Farsça, Arapça, Türkçe | Venüs gezegeni. |
Çoğa | Türkçe | 1. Çocuk. 2. Yavru. |
Çoğahan | Türkçe | Küçük yaşta hükümdar olmuş kimse. |
Çoğan | Türkçe | Kökü ve dalları sabun gibi köpüren bir bitki, çöven. |
Çoğaş | Türkçe | Güneş. |
Çoğay | Türkçe | bk. Çokay - 1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya. |
Çokan | Türkçe | 1. Dağın doruğu. 2. Zirveye ulaşan. |
Çokar | Türkçe | Soylu. |
Çokay | Türkçe | 1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya. |
Çoker | Türkçe | Gerçekten yiğit olan kimse. |
Çokman | Türkçe | Topuz, gürz. |
Çoku | Türkçe | bk. Çokan - 1. Dağın doruğu. 2. Zirveye ulaşan. |
Çolak | Türkçe | Eli veya kolu sakat kimse. |
Çolpan | Türkçe | Çoban yıldızı, Zühre, Venüs. Çoban Yıldızı, Zühre, Venüs. |
Çopar | Türkçe | Dikkatsiz. |
Çopur | Türkçe | 1. Yüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan kimse. 2. Bir tür geyik. 3. Benekli antilop. |
Çopuralp | Türkçe | Yüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan yiğit. |
Çora | Türkçe | 1. Bir tür toprak. 2. Her türlü yemek. |
Çorak | Türkçe | Verimsiz, bitek olmayan, kıraç toprak. |
Çotuk | Türkçe | Ağaç kütüğü, asma kütüğü. |
Çotur | Türkçe | 1. Kısa boylu, sağlam, güçlü kimse. 2. Yassı, buruşuk. 3. Fundalık. |
Çoturay | Türkçe | Kısa boylu, sağlam, güçlü kimse. |
Çökermiş | Türkçe | Yaşlı, yaşlanmış, ihtiyar kimse. |
Çölbey | Türkçe | Çölde yaşayan bey. |
Çöyür | Türkçe | Fidan. |
Çuğa | Türkçe | Cesur, kahraman. |
Çulpan | Türkçe | bk. Çolpan - Çoban yıldızı, Zühre, Venüs. Çoban Yıldızı, Zühre, Venüs. |
Çuvaş | Türkçe | 1. Güneş. 2. Güneşli yer. 3. Açık hava. 4. Çadır. 5. Rusya'da yaşayan bir Türk kavminin adı. 6. Yoksul. |
Dadak | Türkçe | 1. Büyük kardeş, ağabey. 2. Bebek. 3. Bir yiyeceğin tadına bakmak için yenilen parçası, tadımlık. 4. Şeker, akide şekeri. |
Dadaş | Türkçe | 1. Erkek kardeş. 2. Yiğit, delikanlı, babayiğit kimse. 3. Mert, cesur. 4. Arkadaş, dost. |
Dağ | Türkçe | Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya |