İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Civanşir | Farsça, Arapça | Genç aslan. |
Coşan | Türkçe | Coşku duyan, heyecanlı kimse. |
Coşar | Türkçe | Coşkulu, heyecanlı. |
Coşku | Türkçe | 1. Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu. 2. Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan. |
Coşkun | Türkçe | Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse. |
Coşkunay | Türkçe | Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse. |
Coşkuner | Türkçe | Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse. |
Coşkunsu | Türkçe | Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse. |
Cömert | Farsça, Arapça | 1. Eli açık. 2. Verimli. |
Cuci | Türkçe | 1. Konuk. 2. Sevgili. 3. Cengiz Han'ın dört oğlundan en büyüğü ve Altınordu devletinin kurucusu. |
Cudi | Arapça | (cu:di:) |
Cudiye | Arapça | (cu:diye) |
Culduz | Türkçe | bk. Yıldız - 1. Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri. 2. Baht, talih, yazı. |
Cuma | Arapça | (cuma:) |
Cumali | Arapça | (cuma:li) |
Cumhur | Arapça | Topluluk, kalabalık, halk. |
Cumhuriyet | Arapça | (cumhu:riyet) |
Cura | Türkçe | 1. Dost, arkadaş, sevgili. 2. Güzel, ahenkli ses. 3. Ufak tefek, çelimsiz. 4. Küçük zurna. 5. Atmaca, doğan. |
Cündi | Arapça | (cündi:) |
Cündullah | Arapça | Allah’ın askerleri. |
Cüneyt | Arapça | 1. Küçük asker, askercik. 2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun en son temsilcisi olan beyin adı. |
Çaba | Türkçe | Herhangi bir işi yapmak için harcanan güç, zorlu, sürekli çalışma. |
Çabar | Türkçe | bk. Çapar - 1. Sarışın, mavi gözlü, çilli, insan. 2. Kula renkli hayvan. 3. Çiçek bozuğu yüz. 4. Huysuz, ters adam. 5. Cesur. |
Çadır | Farsça, Arapça | 1. Çadır. 2. Kadınların baş örtüsü. |
Çağ | Türkçe | 1. Dönem, mevsim, zaman. 2. Yaş. 3. Yüzyıl, asır. 4. Çağlayan. |
Çağa | Türkçe | 1. Bebek, çocuk. 2. Küçük kuş yavrusu. |
Çağaçan | Türkçe | Yeni bir dönem başlatan kimse. |
Çağaçar | Türkçe | bk. Çağaçan - Yeni bir dönem başlatan kimse. |
Çağakan | Türkçe | Çağ değiştiren kimse. |
Çağan | Türkçe | 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu. |
Çağanak | Türkçe | Körfez, liman. |
Çağatay | Türkçe | 1. Yavru at, tay. 2. Cengiz Hanın oğlu. |
Çağay | Türkçe | Çağın parlak ve aydın bireyi. |
Çağbay | Türkçe | Çağın zengini olan kimse. |
Çağdaş | Türkçe | 1. Aynı çağda yaşayan. 2. Bulunulan çağın koşullarına uygun olan. 3. Yaşıt. |
Çağıl | Türkçe | 1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla. |
Çağıltı | Türkçe | Suyun akarken, taşlara, kayalara çarparak çıkardığı ses. |
Çağın | Türkçe | Yıldırım, şimşek. Yıldırım, şimşek. |
Çağır | Türkçe | 1. Şıra. 2. Çakır. 3. Dar yol, küçük yol. |
Çağkan | Türkçe | Canlı, dinamik, çalışkan kimse. |
Çağla | Türkçe | 1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu. 2. "Coşkulu ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Çağlak | Türkçe | 1. Şelale, çağlayan. 2. Yırtıcı kuş, çaylak. |
Çağlam | Türkçe | Çağlayan. |
Çağlan | Türkçe | Bir ırmağın denize kavuştuğu yer. |
Çağlar | Türkçe | 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse. |
Çağlasın | Türkçe | "Coşsun, çağlasın" anlamında kullanılan bir ad. "Coşsun, çağlasın" anlamında kullanılan bir ad. |
Çağlayan | Türkçe | Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer. |
Çağlayangil | Türkçe | Çağlayan ailesine mensup olan kimse. |
Çağlayantürk | Türkçe | Çağlayan Türk. |
Çağlı | Türkçe | 1. Kuvvetli. 2. Namuslu. |