İsimlerin Anlamı - Sayfa 38


İsim Kökeni Anlamı
Budunal Türkçe "Milletini sev" anlamında kullanılan bir ad.
Budunalp Türkçe Milletin yiğidi.
Bugül Türkçe, Farsça, Arapça "Bu, gül kadar güzeldir" anlamında kullanılan bir ad.
Buğday Türkçe Tohumu ekmek yapımında kullanılan bitki ve aynı bitkinin başaktan ayrılmış tanesi.
Buğra Türkçe Erkek deve.
Buğrahan Türkçe 1. Erkek deve gibi korkusuz olan hükümdar. 2. X. yüzyılın başlarında Orta Asya´daki Yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletini kuran Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen san.
Bukay Türkçe Alçak, aşağı, kısa.
Buket Fransızca Çiçek demeti.
Bulak Türkçe Kaynak, pınar, çeşme.
Bulgan Türkçe Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
Bulgu Türkçe 1. Bulunan şey, keşif. 2. Anlayış. 3. İlham.
Bulgubay Türkçe Anlayışlı zengin.
Bulgucan Türkçe, Farsça, Arapça Anlayışlı kimse.
Bulgunoyan Türkçe, Moğolca Anlayışlı bey.
Buluç Türkçe Bulunan şey, buluş.
Bulunç Türkçe Vicdan.
Buluş Türkçe İlk kez yeni bir şey yaratma, icat.
Bulut Türkçe Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.
Bulutay Türkçe Bulut ve ay.
Buluttekin Türkçe Bulut gibi her yeri kaplayan bey.
Bumin Türkçe 1. Baykuş. 2. Tümen.
Buminhan Türkçe bk. Bumin - 1. Baykuş. 2. Tümen.
Burak Arapça Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Burcu Türkçe 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.
Burç Arapça 1. Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı. 2. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad. 3. Ökse otu.
Burçak Türkçe Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki. Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki.
Burçhan Arapça, Türkçe Yüce, ulu, saygın hükümdar.
Burçin Türkçe Geyik, dişi geyik. Geyik, dişi geyik.
Burhan Arapça Kanıt, delil, ispat.
Burhanettin Arapça (burha:nettin)
Burkay Türkçe 1. Ay, hilal. 2. Gücenmiş, kırılmış kimse.
Buruk Türkçe 1. Tadı kekre olan. 2. Alınmış, kırılmış, gücenmiş. 3. Aksak, topal, eğri basan. 4. Kapalı havuz. 5. Hortum, kasırga.
Burukbay Türkçe Gücenmiş, kırılmış zengin kimse.
Buruktekin Türkçe Gücenmiş, kırılmış şehzade.
Buse Farsça, Arapça (bu:se)
Buyan Türkçe 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi iş, sevap.
Buyruk Türkçe 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. 2. Egemenlik.
Buyrukalp Türkçe Buyruk veren yiğit.
Buyrukata Türkçe Buyruk veren ata.
Buyrukbay Türkçe Buyruk veren zengin.
Buyrukçu Türkçe Buyruk veren, emreden.
Buyrukhan Türkçe Buyruk veren hükümdar.
Büge Türkçe Su bendi, bent.
Büget Türkçe bk. Böget - 1. Havuz. 2. Gölün derin yeri. 3. Su birikintisi.
Büğdüz Türkçe 1. Ağacın budak yeri. 2. Çam ağacının özü.
Bük Türkçe 1. Ova ve dere kıyılarındaki çalı ve diken topluluğu. 2. Böğürtlen. 3. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar. 4. Dönemeç. 5. Sık ağaçlık, orman.
Bükay Türkçe Hilal.
Büke Türkçe 1. Ejderha, büyük yılan. 2. Akıllı, bilgili.
Büklüm Türkçe Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat. Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
Bülbül Farsça, Arapça 1. Sesinin güzelliğiyle tanınan, Akdeniz ülkelerinde, orman ve bahçelerde yaşayan ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse.