İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Birsoy | Türkçe | Aynı soydan olan kimse. |
Birşen | Türkçe | Şen, şakrak, mutlu. |
Birtan | Türkçe | Sabahın ilk aydınlığı gibi yakışıklı olan. |
Birtane | Türkçe, Farsça, Arapça | Birta(:)ne |
Birtek | Türkçe | Eşi olmayan, çok sevilen, yegâne. |
Birten | Türkçe, Farsça, Arapça | Kimseye bağımlı olmayan. |
Bitek | Türkçe | Verimli. |
Bitengül | Türkçe, Farsça, Arapça | Açılmış gül gibi güzel olan. |
Bitim | Türkçe | 1. Son, sonuç. 2. Yapı, kuruluş. 3. Ekinin yerden bitmesi, çimlenme. |
Boğa | Türkçe | 1. Damızlık erkek sığır. 2. Bal yapan dişi arı. |
Boğaç | Türkçe | 1. Boğan. 2. Boğaya benzeyen. 3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Küçük yaşta bir boğayı öldürdüğü için bu ad verilmiştir. |
Boğaçhan | Türkçe | bk. Boğaç - 1. Boğan. 2. Boğaya benzeyen. 3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Küçük yaşta bir boğayı öldürdüğü için bu ad verilmiştir. |
Boğahan | Türkçe | Kuvvetli, cesur hükümdar. |
Boğataş | Türkçe | Güçlü ve kuvvetli kimse. |
Boğatay | Türkçe | Güçlü ve kuvvetli kimse. |
Boğatekin | Türkçe | Güçlü, kuvvetli şehzade. |
Boğatır | Farsça, Arapça | bk. Bahadır - Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse. |
Boğatimur | Türkçe | Güçlü, kuvvetli. |
Bolat | Farsça, Arapça | bk. Polat - 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet. |
Bolcan | Türkçe, Farsça, Arapça | Canlı, hareketli, neşeli. |
Bolgan | Türkçe | Olan, bulunan. |
Bolhan | Türkçe | bk. Bolgan - Olan, bulunan. |
Bolkan | Türkçe | Kanı bol, hareketli, yerinde duramayan. |
Boncuk | Türkçe | Cam, taş, sedef, tahta gibi şeylerden yapılan yuvarlak ve renkli süs tanesi. |
Bor | Türkçe | 1. İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. 2. Fr. Doğada bor asidi veya boratlar durumunda bulunan bir element. |
Bora | Türkçe | Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına. |
Borahan | Türkçe | Fırtına gini hükümdar. |
Borak | Türkçe | Yağmurdan sonra toprağın üstünde oluşan tuzlu beyaz katman. |
Borakan | Türkçe | Bora-kan. |
Borakhan | Arapça, Türkçe | bk. Burak - Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti. |
Boran | Türkçe | 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini. |
Boranalp | Türkçe | Cesur, çevik yiğit. |
Boranbay | Türkçe | Çok zengin, varlıklı. |
Boransü | Türkçe | Fırtına gibi asker. |
Borataş | Türkçe | Sağlam, kuvvetli ve fırtına gibi olan kimse. |
Boratav | Türkçe, Farsça, Arapça | Fırtına gibi hızlı olan kimse. |
Boratay | Türkçe | Fırtına gibi olan kimse. |
Boray | Türkçe | bk. Boray - bk. Boray |
Borkan | Türkçe | Kanlı, canlı kimse. |
Boy | Türkçe | 1. Bir aşiretin kollarından her biri. 2. Uzunluk. |
Boyar | Türkçe | Eskiden Tuna bölgesinde, Transilvanya’da ve Rusya’da soylulardan olan kimselere verilen unvan. |
Boydak | Türkçe | Özgür, serbest. |
Boydaş | Türkçe | Aynı boyda olan. |
Boyer | Türkçe | Uzun boylu olan kimse. |
Boylan | Türkçe | Kibirli, mağrur. |
Boylu | Türkçe | Boyu uzun olan kimse. |
Boynak | Türkçe | Boynu eğri. |
Boyraz | Yunanca | bk. Poyraz - 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü. |
Boysal | Türkçe | "Boyun uzasın, uzun boylu ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Boysan | Türkçe | 1. Uzun boylu, yakışıklı delikanlı. 2. Serbest. |