İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Vedit | Arapça | Dost, arkadaş. |
Vefa | Arapça | (vefa:) (vefa:) |
Vefai | Arapça | (vefa:i:) |
Vefakâr | Arapça, Farsça | (vefa:kâr) |
Vefi | Arapça | 1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz. |
Vefia | Arapça | (vefi:a) |
Vefik | Arapça | Arkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan. |
Vefika | Arapça | Arkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan. |
Vefki | Arapça | Uygun. |
Vehbi | Arapça | Tanrı bağışı olan. |
Vehbiye | Arapça | Tanrı bağışı olan. |
Vehip | Arapça | Bağışlama, bağış, vergi. |
Vekil | Arapça | Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse. |
Velet | Arapça | Oğul, çocuk. |
Veli | Arapça | 1. Sahip. 2. Ermiş, eren. 3. Bir çocuğun her türlü durumundan sorumlu olan kimse. |
Velican | Arapça, Farsça | Can sahibi, canlı. |
Velide | Arapça | (veli:de) |
Velit | Arapça | 1. Yeni doğmuş çocuk. 2. Kul, köle. 3. Erkek çocuk. |
Veliye | Arapça | Ermiş kadın. |
Veliyullah | Arapça | Ermiş kimse, Tanrının sevgili kulu. |
Veliyüddin | Arapça | Dindar, dinine sımsıkı bağlı kimse. |
Venüs | Fransızca | Merkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı. |
Veral | Türkçe | "Ver ve al" anlamında kullanılan bir ad. |
Verda | Arapça | (verda:) |
Verdî | Arapça | (Verdi:) |
Verdinaz | Arapça, Farsça | Nazlanan güzel. |
Vergi | Türkçe | Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik. |
Vergili | Türkçe | Eli açık, cömert. |
Vergin | Türkçe | Verici, özverili kimse. |
Verim | Türkçe | Ortaya çıkan, beklenilen, istenilen sonuç. |
Verşan | Türkçe, Arapça | "Çevreye şan ver, ünlen, ünlü ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Vesamet | Arapça | (vesa:met) (vesa:met) |
Vesik | Arapça | Çok sağlam, güçlü. |
Vesim | Arapça | Güzel yüzlü. |
Veyis | Arapça | Yoksulluk, muhtaçlık. |
Veysel | Arapça | bk. Veyis - Yoksulluk, muhtaçlık. |
Veysi | Arapça | Yoksul, muhtaç. |
Vicdan | Arapça | Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç. |
Vicdani | Arapça | (vicda:ni:) |
Vildan | Arapça | 1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler. |
Visali | Arapça | (visa:li) |
Visam | Arapça | Damga, nişan, işaret. |
Volkan | Fransızca | Yanardağ. |
Vural | Türkçe | "Vur ve al" anlamında kullanılan bir ad. |
Vurgun | Türkçe | Birine tutkun, âşık. |
Vuslat | Arapça | 1. Ulaşma, yetişme. 2. Kavuşma, sevgiliye kavuşma. |
Yabalak | Türkçe | 1. Yabancı. 2. Issız kır,ova. 3. Dışan, başka ülke, gurbet. 4. Ekin Tarlası. |
Yaban | Türkçe | 1. Yabancı. 2. Issız kır,ova. 3. Dışarı, başka ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası. |
Yabar | Türkçe | Güzel koku, misk. |
Yabgu | Türkçe | Yol gösterici, kılavuz. |