İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Ünübol | Türkçe | Ünü yayılmış olan, çok tanınan kimse. |
Ünüçok | Türkçe | Çok ünlü. |
Ünüdeğer | Türkçe | Ününe yakışır nitelikte olan kimse. |
Ünügür | Türkçe | Çok ünlü. |
Ünüvar | Türkçe | Ünlü, tanınmış kimse. |
Ünver | Türkçe | "Ünlen, tanınmış bir insan ol" anlamında kullanılan bir ad. "Ünlen, tanınmış bir insan ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Ünverdi | Türkçe | Tanınmış, ünlü kimse. |
Ünveren | Türkçe | Tanınmış, ünlü kimse. |
Ünvermiş | Türkçe | Tanınmış, ünlü kimse. |
Ünyay | Türkçe | "Ününü yay, ünün duyulsun" anlamında kullanılan bir ad. |
Ünzile | Arapça | İndirilmiş, inzal olunmuş. |
Ürek | Türkçe | 1. Çok üreyen, çoğalan. 2. Eli çabuk, çok iş çıkaran, hızlı. 3. At, kısrak sürüsü. |
Ürem | Türkçe | Artma, çoğalma, faiz. |
Üren | Türkçe | 1. Kurak, susuz yer. 2. Şimşek. 3. Soy. |
Üresin | Türkçe | "Çoğalsın, soyu genişlesin" anlamında kullanılan bir ad. |
Ürgün | Türkçe | bk. Ürkün - Korku, çekingenlik. |
Ürkmez | Türkçe | Korkmaz, yılmaz. |
Ürkün | Türkçe | Korku, çekingenlik. |
Ürmegül | Türkçe, Farsça, Arapça | Sarmaşık. |
Ürpek | Türkçe | 1. Ürperen, ürpermiş. 2. Mazı ağaçlarının üstündeki tüylü nesne. |
Ürper | Türkçe | Titreme, titreyiş. |
Ürün | Türkçe | 1. Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey. 2. Yapıt, eser. 3. Sık orman. 4. Çokluk, bolluk. |
Ürünay | Türkçe | Çok parlak, çok aydınlık olan. |
Üründü | Türkçe | Seçilmiş, seçkin. |
Üründübay | Türkçe | Seçkin nitelikli, saygın kimse. |
Üs | Türkçe | 1. Üst. 2. Asıl, kök. |
Üsgen | Türkçe | 1. Yüksek. 2. Gelişmiş. 3. Birine göre yüksek aşamada olan kimse. |
Üstat | Farsça, Arapça | 1. Bir bilim veya sanat alanında üstün bir yeri olan kimse. 2. Öğretmen. 3. Usta. 4. Sanatçı. |
Üstay | Türkçe | Ay gibi yüksek, yüce. |
Üstek | Türkçe | Yüksek, yüce. |
Üstel | Türkçe | Yüce, saygın kimse. |
Üster | Türkçe | Saygın, değerli kimse. |
Üstol | Türkçe | "Değerli ol, yücel" anlamında kullanılan bir ad. |
Üstün | Türkçe | 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. 3. Sayıca çok, fazla. |
Üstünbay | Türkçe | Seçkin, başarılı kimse. |
Üstüner | Türkçe | Seçkin, başarılı kimse. |
Üstüngü | Türkçe | En üstteki, en yüksekteki. |
Ütügen | Türkçe | Üşüyen,çok üşüyen. |
Üveys | Arapça | Kurt, küçük kurt. |
Üye | Türkçe | Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri. |
Üz | Türkçe | 1. Yüz. 2. Ovalık, düzlük. 3. Katı, sert. 4. Sağır. |
Üzek | Türkçe | bk. Özek - 1. Güç. 2. Çalışkan. 3. Küçük dere. 4. Ağacın, bitkinin içi, özü. 5. Bitki filizi. 6. Bir şeyin ortası. 7. Sel yarıntısı. |
Üzer | Türkçe | 1. Üst. 2. Kaymak. 3. Faiz. 4. Can sıkıcı, üzücü. |
Üzeyir | Arapça | Kutsal kitaplarda geçen bir ad. |
Vacibe | Arapça | (va:cibe) |
Vacide | Arapça | (va:cide) |
Vacip | Arapça | (va:cip) |
Vacit | Arapça | (va:cit) |
Vafi | Arapça | (va:fi:) |
Vafir | Arapça | (va:fir) |