İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Tunç | Türkçe | Koyu kızıl renkte olan, bakır, çinko ve kalay alaşımı, bronz. |
Tunçal | Türkçe | bk. Tuncal - Al renkli tunç. |
Tunçalın | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Tunçalp | Türkçe | bk. Tuncalp - Tunç gibi güçlü, kuvvetli yiğit. |
Tunçaral | Türkçe | Birine destek olan güçlü kimse. |
Tunçaslan | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Tunçay | Türkçe | bk. Tuncay - Tunç renginde ay. |
Tunçbay | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Tunçbilek | Türkçe | Bileği güçlü olan kimse. |
Tunçboğa | Türkçe | Sağlam, güçlü olan kimse. |
Tunçbörü | Türkçe | Sağlam, güçlü kimse. |
Tunççağ | Türkçe | Zamanının sağlam ve güçlü kimsesi. |
Tunçdemir | Türkçe | Güçlü ve kuvvetli kimse. |
Tunçel | Türkçe | bk. Tuncel - Tunç gibi güçlü eli olan kimse. |
Tunçer | Türkçe | bk. Tuncer - Tunç gibi güçlü kimse. |
Tunçhan | Türkçe | Güçlü, kuvvetli hükümdar. |
Tunçkan | Türkçe | Güçlü soydan gelen kimse. |
Tunçkaya | Türkçe | Güçlü ve sağlam yapılı kimse. |
Tunçkılıç | Türkçe | Güçlü ve kuvvetli olan kimse. |
Tunçkol | Türkçe | Güçlü kuvvetli kimse. |
Tunçkurt | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Tunçok | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Tunçöven | Türkçe | Güçlüleri öven kimse. |
Tunçsoy | Türkçe | Köklü, güçlü soydan gelen kimse. |
Tunçtan | Türkçe | Tunç gibi güçlü kimse. |
Tunçtürk | Türkçe | Sağlam ve güçlü Türk. |
Tunga | Türkçe | 1. Görkemli, kuvvetli, muazzam. 2. Yiğit, kahraman. 3. Rütbe, unvan. 4. Bir tür kaplan. |
Tunguç | Türkçe | bk. Tonguç - 1. En büyük çocuk. 2. Bir tür kuş, baykuş. |
Tur | Türkçe | 1. Delikanlı, genç. 2. Gelir, kazanç, verim. 3. Ar. Dağ. 4. Fr. Devir, dolaşma. |
Tura | Türkçe | 1. Tuğra. 2. Kalkan, siper. |
Turaç | Türkçe | Keklik cinsinden, eti yenen bir av kuşu. |
Tural | Türkçe | Duran, yaşayan. |
Turalp | Türkçe | Genç, delikanlı yiğit. |
Turan | Türkçe | 1. Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı. 2. Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtları. |
Turatekin | Türkçe | Tuğralı hükümdar. |
Turay | Türkçe | Ay gibi güzel genç. |
Turbay | Türkçe | Genç kimse. |
Turcan | Türkçe, Farsça, Arapça | Genç, delikanlı. |
Turfa | Arapça | Az bulunur, nadir, değerli. |
Turgay | Türkçe | Boz renkli, küçük, ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe, toygar. |
Turgut | Türkçe | Konut, oturulacak yer. |
Turhan | Türkçe | 1. Soylu ve seçkin kimse. 2. Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, saygın kişi. |
Turhatun | Arapça | Kız çocuk doğumuna son vermek için konulan bir ad. |
Turkan | Türkçe | Koruyucu, muhafız. |
Turna | Türkçe | Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş |
Tutel | Türkçe | "El tut, yardım et" anlamında kullanılan bir ad. |
Tuter | Türkçe | "Yiğitliği, cesareti sürdür" anlamında kullanılan bir ad. |
Tuti | Farsça, Arapça | (tu:ti:) |
Tutku | Türkçe | 1. İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras. 2. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç. |
Tutkun | Türkçe | 1. Gönül vermiş. 2. Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün. |