İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Tuğalp | Türkçe | Tuğ takınmış yiğit. |
Tuğaltan | Türkçe | Tuğ takınmış hükümdar. |
Tuğaltay | Türkçe | Tuğ takınmış değerli, yüce kimse. |
Tuğba | Arapça | (tuğba:) |
Tuğbay | Türkçe | Eskiden tugay komutanlığı yapan albay. |
Tuğcu | Türkçe | Osmanlı döneminde savaşlarda padişahın tuğlarını taşıyan kimse. |
Tuğçe | Türkçe, Farsça, Arapça | Küçük tuğ. |
Tuğhan | Türkçe | Tuğu olan hükümdar. |
Tuğkan | Türkçe | Soyu savaşçı olan kimse. |
Tuğkun | Türkçe | İzinsiz yanına varılmayan; varlıklı, saygın. |
Tuğlu | Türkçe | 1. Bayraklı, sancaklı. 2. Şımarık. |
Tuğluk | Türkçe | bk. Tulum - 1. Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi. 2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda. 3. Şişman, tombul. |
Tuğra | Türkçe | Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret. |
Tuğrul | Türkçe | Yırtıcı bir kuş. |
Tuğrultekin | Türkçe | Gözü pek hükümdar. |
Tuğsan | Türkçe | Tuğuyla ünlü olmuş kimse. |
Tuğsav | Türkçe | Tuğuyla ünlenmiş kimse. |
Tuğsavaş | Türkçe | Savaş için tuğunu takınmış olan kimse. |
Tuğsavul | Türkçe | "Tuğla uzaklaş" anlamında kullanılan bir ad. |
Tuğsavun | Türkçe | "Tuğunla savun" anlamında kullanılan bir ad. |
Tuğsel | Türkçe, Arapça | Çokça tuğu olan. |
Tuğser | Türkçe | Baştuğ. |
Tuğtaş | Türkçe | Tuğ takınmış güçlü kimse. |
Tuğtay | Türkçe | Tuğ takınmış benzersiz kimse. |
Tuğtekin | Türkçe | Tuğ takmış hükümdar. |
Tuğyan | Arapça | Coşma, taşma, coşkunluk. Coşma, taşma, coşkunluk. |
Tuhfe | Arapça | 1. Armağan, hediye. 2. Hoşa giden, güzel şey. |
Tulca | Türkçe | 1. Tül kadar ince olan. 2. Hayalden de güzel olan. |
Tulga | Türkçe | bk. Tolga - Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık. |
Tulgar | Türkçe | Azim, irade. |
Tulû | Arapça | (tulû:) (tulû:) |
Tulûi | Arapça | (tulû:i) |
Tuluk | Türkçe | bk. Tulum - 1. Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi. 2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda. 3. Şişman, tombul. |
Tulum | Türkçe | 1. Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi. 2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda. 3. Şişman, tombul. |
Tulun | Türkçe | Dolun. |
Tuman | Türkçe | 1. Nem, çiy. 2. Duman, sis. 3. Şalvar. |
Tumay | Türkçe | Sessiz, sakin. |
Tun | Türkçe | Gönül rahatlığı. |
Tuna | Türkçe | 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. |
Tunacan | Türkçe, Farsça, Arapça | Görkemli, gösterişli kimse. |
Tunaer | Türkçe | Görkemli, gösterişli kimse. |
Tunahan | Türkçe | Görkemli, gösterişli hükümdar. Görkemli, gösterişli hükümdar. |
Tunakan | Türkçe | Görkemli, gösterişli soydan gelen kimse. |
Tunay | Türkçe | 1. Sessiz, sakin. 2. Gece görünen aydınlık. |
Tunca | Türkçe | Balkan yarımadasında Meriç ırmağının kolu. |
Tuncal | Türkçe | Al renkli tunç. |
Tuncalp | Türkçe | Tunç gibi güçlü, kuvvetli yiğit. |
Tuncay | Türkçe | Tunç renginde ay. |
Tuncel | Türkçe | Tunç gibi güçlü eli olan kimse. |
Tuncer | Türkçe | Tunç gibi güçlü kimse. |