İsimlerin Anlamı - Sayfa 128


İsim Kökeni Anlamı
Otacı Türkçe Hekim, doktor.
Otağ Türkçe Büyük ve süslü çadır.
Otak Türkçe bk. Otağ - Büyük ve süslü çadır.
Otakçı Türkçe 1. Otağ yapan veya satan kimse. 2. Orduda otağ kuran er.
Otamış Türkçe İyileştiren, sağaltan.
Otaran Türkçe 1. Hayvanlar otlatan çoban. 2. Beğenen, isteyen.
Otay Türkçe Ateş renginde ay.
Otuk Türkçe 1. Çakmak. 2. Çakmak taşı.
Oy Türkçe 1. Düşünce, görüş. 2. Bir sorunla ilgili düşünceyi işaret, söz veya yazıyla belirtme.
Oya Türkçe 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.
Oyaçiçek Türkçe İnce, kibar, nazik kız.
Oyal Türkçe "Düşüncesine başvur" anlamında kullanılan bir ad.
Oyalı Türkçe 1. Oya ile süslenmiş. 2. Oya gibi güzel, zarif.
Oyalp Türkçe Görüş, düşünce sahibi yiğit.
Oybozan Türkçe Görüşe, düşünceye karşı çıkan.
Oyhan Türkçe Görüş, düşünce sahibi hükümdar.
Oykan Türkçe bk. Oyhan - Görüş, düşünce sahibi hükümdar.
Oykut Türkçe Kutlu, mutlu düşünceye sahip olan.
Oylum Türkçe İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Oymak Türkçe 1. Birçok boydan oluşan, göçebe veya yerleşik topluluk, aşiret. 2. İzcilikte küçük birlik. 3. Semt, mahalle. 4. Arazinin alçak, çukur yeri. 5. Hısım, akraba.
Oyman Türkçe Görüş, düşünce sahibi kimse.
Oytun Türkçe 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
Oytunç Türkçe bk. Oytun - 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.
Ozan Türkçe 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Ozanalp Türkçe Şakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen yiğit.
Ozanay Türkçe Şakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen kimse.
Ozaner Türkçe Şakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen kimse.
Ozansoy Türkçe Şakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen bir soydan gelen.
Ozansü Türkçe Şakacı, tatlı dilli, şiir söyleyen asker.
Ozgan Türkçe Öne geçen, kazanan, başarılı.
Öbek Türkçe Yığın, takım, grup.
Öcal Türkçe "Yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al" anlamında kullanılan bir ad.
Öçal Türkçe bk. Öcal - "Yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al" anlamında kullanılan bir ad.
Ödül Türkçe 1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat. 2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan.
Öge Türkçe 1. Çok akıllı. 2. Yaşlı kimse. 3. Bir ulusun büyüğü, ileri geleni. 4. Hekim. 5. Ün, şöhret.
Ögeday Moğolca 1. Çok akıllı, bilgili. 2. Büyük Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın oğlu.
Öger Türkçe Akıllı, bilgili kimse.
Öget Türkçe 1. Beğenilen, aranılan, övülen. 2. İyi, güzel.
Ögetürk Türkçe Akıllı, bilgili Türk.
Öğe Türkçe bk. Öge - 1. Çok akıllı. 2. Yaşlı kimse. 3. Bir ulusun büyüğü, ileri geleni. 4. Hekim. 5. Ün, şöhret.
Öğet Türkçe bk. Öget - 1. Beğenilen, aranılan, övülen. 2. İyi, güzel.
Öğmen Türkçe Harman.
Öğrünç Türkçe Sevinç.
Öğün Türkçe 1. Zaman, vakit. 2. Kez, defa. 3. Önde, ileride olan.
Öğünç Türkçe bk. Övünç - Övünmeye yol açan, övünülecek şey.
Öğür Türkçe 1. Aynı yaşta olanlar, yaşıt, akran. 2. Dost, arkadaş. 3. Öğrenmiş, alışmış.
Öğüş Türkçe Çok, fazla. Çok, fazla.
Öğüt Türkçe Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz.
Öğütal Türkçe "Öğüt dinle" anlamında kullanılan bir ad.
Ök Türkçe Akıl, hatır, zekâ, zihin.