İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Onursay | Onur-say. | |
Onursev | Türkçe | "Onurlu olmayı sev" anlamında kulanılan bir ad. |
Onurseven | Türkçe | Onurlu olmayı seven. |
Onursoy | Türkçe | Onurlu soydan gelen. |
Onursu | Türkçe | Onurlu bir soydan gelen. |
Onursü | Türkçe | Onurlu asker. |
Opak | Türkçe | Cin, peri gibi doğaüstü yaratık. |
Opçin | Türkçe | Silah. |
Orak | Türkçe | 1. Ekin biçme zamanı, hasat. 2. Ekin biçme aracı. |
Orakay | Türkçe | Temmuz. |
Oral | Türkçe | "Kaleyi, şehri ele geçir, zaptet" anlamında kullanılan bir ad. |
Oralmış | Türkçe | Kale, şehir almış, zaptetmiş. |
Oran | Türkçe | 1. Ölçü, nispet, derece. 2. Tahmin. 3. Ölçülü, hesaplı. 4. Anlayış. 5. Abartma, abartı. 6. Özel işaret, nişan. |
Oranlı | Türkçe | 1. Oranı olan, ölçülü. 2. Anlayışlı, akılcı. 3. Ilımlı. |
Oray | Türkçe | 1. Ateş gibi kızıl renkli ay. 2. Şehirli, şehirde yaşayan. |
Orbay | Türkçe | Ordu komutanı. |
Orbek | Türkçe | Şehir beyi. |
Orcan | Türkçe, Farsça, Arapça | Kale veya şehirde bulunanların yakın dostu. |
Orcaner | Türkçe, Farsça, Arapça | Kalede veya şehirde bulunanların yakın dostu. |
Orçun | Türkçe | Ardıllar, halefler. |
Orgun | Türkçe | Gizli, saklı. |
Orgunalp | Türkçe | Gizlenmiş, saklanmış yiğit. |
Orguntay | Türkçe | Gizlenmiş, saklanmış kimse. |
Orgül | Türkçe, Farsça, Arapça | Ateş gibi kırmızı renkli gül. |
Orgün | Türkçe | Ateş gibi kırmızı renkli güneş. |
Orgünalp | Türkçe | Ateş gibi kırmızı renkli güneşin olduğu gün doğan yiğit. |
Orhan | Türkçe | Şehrin yöneticisi, hâkimi. |
Orhun | Türkçe | Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı. |
Orkan | Türkçe | bk. Orhan - Şehrin yöneticisi, hâkimi. |
Orkide | Fransızca | Çiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda yetiştirilen değerli bir süs bitkisi. |
Orkun | Türkçe | bk. Orhun - Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı. |
Orkuş | Türkçe | Ateş kırmızısı renkli bir kuş. |
Orkut | Türkçe | Kutlu, uğurlu şehir. |
Orkutay | Türkçe | Kutlu, uğurlu şehir. |
Orman | Türkçe | Ağaçlarla örtülü geniş alan |
Ortaç | Türkçe | 1. Tepe. 2. Mirasçı. 3. Veliaht. |
Ortak | Türkçe | Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri. |
Ortan | Türkçe | Ateş renginde kızıl tan. |
Ortanca | Türkçe | 1.Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan. 2. Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen. 3. Lati Taşkırangillerden, kırmızı, pembe veya mor renkli çiçeklerini yaz başında açan, gölgelik yerlerde yetiştirilen bir süs bitkisi. |
Ortun | Türkçe | Ortanca kardeş. |
Ortunç | Türkçe | Ateş renginde tunç. |
Oruç | Türkçe | 1. Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma. 2. Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma. |
Oruk | Türkçe | 1. Aile, oymak. 2. Göçmen olarak gelip bir yere yerleşen. 3. Yol, çare, imkân. |
Orum | Türkçe | 1. Gurur. 2. Geniş orman, çalılık. |
Orun | Türkçe | 1. Özel yer. 2. Önemli bir görevlinin çalıştığı yer, makam. 3. Gizli, habersiz. 4. Huy, yaradılış. |
Orus | Türkçe | Talih, baht, saadet. |
Oruz | Türkçe | Düşünce. |
Oskan | Türkçe | Akıllı. |
Oskay | Türkçe | Neşeli, mutlu. Neşeli, mutlu. |
Osman | Arapça | 1. Bir tür kuş veya ejderha. 2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı. |