| Oksar |
Türkçe |
"Okunu hazırla" anlamında kullanılan bir ad. |
| Oksay |
Türkçe |
"Okları hazırla" anlamında kullanılan bir ad. |
| Oksev |
Türkçe |
"Oku sev" anlamında kullanılan bir ad.. |
| Okseven |
Türkçe |
Oku seven. |
| Oksever |
Türkçe |
Oku seven. |
| Oksu |
Türkçe |
Ok gibi güçlü ve su gibi temiz olan. |
| Okşak |
Türkçe |
1. Benzeyiş. 2. Benzeyen, andıran. |
| Okşan |
Türkçe |
Benzeyen, andiran. Benzeyen, andiran. |
| Okşar |
Türkçe |
Benzeyen, benzer. |
| Oktan |
Türkçe |
Ok atan, okçu. |
| Oktar |
Türkçe |
Ok atan, okçu. |
| Oktaş |
Türkçe |
Ok gibi hızlı, taş gibi sağlam olan kimse. |
| Oktay |
Türkçe |
Ok gibi güçlü olan eşsiz kimse. |
| Oktuğ |
Türkçe |
Ok ve tuğ. |
| Oktunç |
Türkçe |
Ok gibi hareketli, tunç gibi sağlam olan kimse. |
| Oktüre |
Türkçe |
Ok gibi hareketli dürüst kimse. |
| Oktüremiş |
Türkçe |
Ok gibi hareketli ve hızlı olan kimse. |
| Oktürk |
Türkçe |
Güçlü, hareketli Türk. |
| Okumuş |
Türkçe |
Öğrenim görmüş, bilgili. |
| Okur |
Türkçe |
Okumayı seven, okuyan kimse. |
| Okuş |
Türkçe |
1. Zekâ, akıl, anlayışlılık. 2. Çağrı, davet. |
| Okuşlu |
Türkçe |
Zeki, akıllı, anlayışlı. |
| Okutan |
Türkçe |
Eğitici, öğretmen. |
| Okuyan |
Türkçe |
1. Okumayı seven. 2. Çağıran, davet eden. |
| Okver |
Türkçe |
"Okuyuver, oku" anlamında kullanılan bir ad. |
| Okverdi |
Türkçe |
"Okudu, okuyuverdi" anlamında kullanılan bir ad. |
| Okyalaz |
Türkçe |
Hareketli ve hararetli kimse. |
| Okyan |
Türkçe |
Okuyan, bilgili. |
| Okyanus |
Yunanca Yunanca |
Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz. |
| Okyar |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Hareketli, canlı dost. |
| Okyay |
Türkçe |
Ok gibi hızlı yay gibi sert olan.. |
| Olca |
Moğolca |
1. Ganimet. 2. Bolluk, bereket. |
| Olcabay |
Moğolca |
Ganimet alan kimse. |
| Olcan |
Türkçe, Farsça, Arapça |
"Gerçek dost ol" anlamında kullanılan bir ad. |
| Olcay |
Moğolca |
1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli. |
| Olcayhan |
Moğolca, Türkçe |
Çanslı, bahtlı hükümdar. |
| Olcayto |
Moğolca |
Bahtlı, şanslı, talihli. |
| Olcaytu |
Moğolca |
bk. Olcayto - Bahtlı, şanslı, talihli. |
| Olcaytuğ |
Moğolca |
bk. Olcayto - Bahtlı, şanslı, talihli. |
| Olcaytürk |
Moğolca, Türkçe |
Şanslı, talihli Türk. |
| Olçun |
Türkçe |
1. Eli işe yatkın, becerikli, usta. 2. Kendini olduğundan üstün gösteren. 3. Hekimlik taslayan kimse. |
| Oldaç |
Türkçe |
Şişman, büyümeye ve gelişmeye elverişli olan. |
| Oldağ |
Türkçe |
"Yücel, yüksel" anlamında kullanılan bir ad. |
| Olgaç |
Türkçe |
Olgun, yetişkin, iyi gelişmiş. |
| Olgun |
Türkçe |
Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş kimse. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan. |
| Olgunay |
Türkçe |
Dolunay. |
| Olguner |
Türkçe |
Yetişmiş, iyi gelişmiş kimse. |
| Olgunsoy |
Türkçe |
Olgun, yetişmiş bir soydan gelen kimse. |
| Olgunsu |
Türkçe |
İnsana ölümsüzlük verdiğine inanılan hayat suyu. |
| Olkıvanç |
Türkçe |
"Kıvanç duyacağın işler yap" anlamında kullanılan bir ad. |