İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Mebus | Arapça | l. Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili. |
Mebuse | Arapça | (mebu:se) |
Mecdi | Arapça | Büyüklük, ululuk, şan ve şerefle ilgili. |
Mecdut | Arapça | Talihi açık, mutlu, şanslı kimse. |
Mecide | Arapça | (meci:de) |
Mecit | Arapça | 1. Büyük, ulu. 2. Şan ve şeref sahibi. 3. Tanrının adlarındandır. |
Mecittin | Arapça | Dinin ululuğu, büyüklüğü. |
Mecnun | Arapça | 1. Çılgın, deli, divane. 2. Çılgınca seven, tutkun. |
Medar | Arapça | 1. Dayanak, yardımcı. 2. Neden, sebep, vasıta. |
Medayin | Arapça | (meda:yin) |
Medeni | Arapça | (medeni:) |
Medet | Arapça | Yardım, imdat. |
Medide | Arapça | (medi:de) |
Medih | Arapça | Övme. |
Mediha | Arapça | Övülen, beğenilen kadın. |
Medine | Arapça | (medi:ne) |
Medit | Arapça | Uzun, uzun süren. |
Mefhar | Arapça | 1. Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey. |
Mefharet | Arapça | 1. Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey. |
Mefkûre | Arapça | (mefkû:re) |
Meftun | Arapça | 1. Gönül vermiş, tutkun. 2. Hayran olmuş, şaşırmış. |
Meftune | Arapça | (meftu:ne) |
Mehabet | Arapça | (meha:bet) |
Mehcur | Arapça | 1. Bırakılmış, unutulmuş. 2. Uzaklaşmış, ayrılmış. |
Mehcure | Arapça | (mehcu:re) |
Mehdi | Arapça | Doğru yolu bulan, hidayete eren. |
Mehdiye | Arapça | Doğru yolu bulan, hidayete eren. |
Mehip | Arapça | 1. Heybetli, azametli. 2. Aslan. |
Mehir | Farsça, Arapça | Ay. |
Mehlika | Farsça, Arapça | (mehlika:) |
Mehmet | Türkçe | bk. Muhammet - 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in adlarından biri. |
Mehmetçik | Türkçe | Türk ulusunun sevgi duygusuyla Türk askerine verdiği ad. |
Mehpare | Farsça, Arapça | (mehpa:re) |
Mehru | Farsça, Arapça | (mehru:) |
Mehtap | Farsça, Arapça | 1. Ay ışığı. 2. Dolunay. |
Mehti | Arapça | bk. Mehdi - Doğru yolu bulan, hidayete eren. |
Mehtiye | Arapça | bk. Mehdiye - Doğru yolu bulan, hidayete eren. |
Mehveş | Farsça, Arapça | Ay gibi güzel kadın. |
Mekin | Arapça | 1. Vakarlı, temkinli, güç sahibi kimse. 2. Oturan, yerleşen. |
Mekki | Arapça | (mekki:) |
Melâhat | Arapça | Güzellik, yüz güzelliği. |
Melda | Arapça | (melda:) |
Melek | Arapça | 1.Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık. 2. Terbiyeli, uysal kimse. |
Meleknaz | Arapça, Farsça | Terbiyeli, uysal, nazlı kadın. |
Meleknur | Arapça | Terbiyeli, uysal, güzel kadın. |
Melekper | Arapça, Farsça | Melek kanatlı. |
Melekru | Arapça, Farsça | (melekru:) |
Melekşah | Arapça, Farsça | Terbiyeli, uysal, güzel kadın. |
Melen | Türkçe | İşlenmemiş, kıraç toprak. |
Melih | Arapça | Güzel, şirin, sevimli. |