İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Arapça | (ma:il) | |
Makal | Arapça | 1. Söz, lakırtı. 2. Söyleme, söyleyiş. |
Makbul | Arapça | 1. Kabul olunmuş, alınmış. 2. Beğenilen, hoş karşılanan. |
Makbule | Arapça | (makbu:le) |
Maklûbe | Arapça | (maklû:be) |
Maksude | Arapça | (maksu:de) |
Maksum | Arapça | Taksim edilmiş, ayrılmış, bölünmüş. |
Maksume | Arapça | (maksu:me) |
Maksur | Arapça | 1. Kısaltılmış. 2. Alıkonulmuş. 3. Bir şeye ayrılmış. |
Maksure | Arapça | (maksu:re) |
Maksut | Arapça | Ulaşılması istenilen şey, istek, emel. |
Makul | Arapça | (ma:kul) |
Malik | Arapça | (ma:lik) |
Malike | Arapça | (ma:like) |
Malkoç | Türkçe | Kale muhafızı, koruyucu. |
Malkoçoğlu | Türkçe | Kale koruyucusunun oğlu. |
Mançer | Türkçe | Aşısız kiraz ağacı ve meyvesi. |
Manço | Türkçe | Manda yavrusu. |
Mançu | Türkçe | Kuzeydoğu Çin´de yaşayan Moğol asıllı halktan olan. |
Mançuhan | Türkçe | Mançuların hükümsarı. |
Manga | Türkçe | On kişilik askerî birlik. |
Mangalay | Türkçe | 1. Alın. 2. Binici, süvari. |
Manolya | Fransızca | Çok iri, beyaz çiçekler açan, yaprakları almaşık, parlak yeşil renkte süs bitkisi. |
Mansur | Arapça | Tanrı’nın yardımıyla galip, üstün gelmiş. |
Mansure | Arapça | (mansu:re) |
Manzur | Arapça | 1. Görünen, görülmüş. 2. Beğenilen. |
Maral | Moğolca | bk. Meral - Geyik, ceylan. Geyik, ceylan. |
Marifet | Arapça | (ma:rifet) |
Martı | İTürkçe | Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı. |
Maruf | Arapça | (ma:ruf) |
Marufe | Arapça | (ma:ru:fe) |
Marziye | Arapça | Hoşa giden, beğenilen. |
Masum | Arapça | (ma:sum) |
Masume | Arapça | (ma:su:me) |
Maşallah | Arapça | (ma:şallah) |
Maşuk | Arapça | (ma:şuk) |
Maşuka | Arapça | (ma:şuka) |
Matlup | Arapça | İstenilen, aranılan, talep edilen şey. |
Matuk | Arapça | (ma:tuk) |
Mavi | Arapça | (ma:vi) |
Mavisel | Arapça | Sel gibi coşkun, coşkulu olan. |
Maviş | Türkçe | (ma:viş) |
Maya | Farsça, Arapça | 1. Asıl, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Bilgi. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü. |
Mazhar | Arapça | 1. Bir şeyin göründüğü çıktığı yer. 2. Şereflenme, onurlanma. |
Mazlum | Arapça | 1. Sessiz, sakin, yumuşak kimse. 2. Zulüm görmüş. |
Mazlume | Arapça | (mazlu:me) |
Mebruk | Arapça | 1. Kutlanacak kimse, tebriğe layık kimse. 2. Kutlu. |
Mebruke | Arapça | (mebru:ke) |
Mebrur | Arapça | Hayırlı, beğenilmiş, makbul. |
Mebrure | Arapça | (mebru:re) |