İsimlerin Anlamı - Sayfa 100


İsim Kökeni Anlamı
Kınalp Türkçe Kın-alp.
Kınay Türkçe Çok çalışan, etkin, faal.
Kınayman Türkçe Çalışkan, etkin kimse.
Kınaytürk Türkçe Çok çalışan, etkin, faal Türk.
Kınel Türkçe Çok çalışan, etkin, faal kimse.
Kıner Türkçe Çok çalışan, etkin, faal kimse.
Kınık Türkçe 1. Kaynak, memba. 2. İstek, arzu, gayret. 3. Obur. 4. Oğuzların 24 boyundan biri.
Kınıkaslan Türkçe Gayretli, çabalayan kimse.
Kınış Türkçe İstek, arzu, heves.
Kıpçak Türkçe XI-XV. yüzyıllarda, Ural dağlarıyla Volga ırmağı arasında yaşamış bir Türk boyu.
Kıraç Türkçe Bitek olmayan, verimsiz veya sulanmayan yer.
Kıralp Türkçe Ak saçlı ve sakallı, yaşlı yiğit.
Kıran Türkçe 1. Çevre, kıyı, kenar. 2. Ufuk. 3. Tepe, yamaç, bayır.
Kıranalp Türkçe Düşmanı bozguna uğratan yiğit.
Kıraner Türkçe Düşmani bozguna uğratan kimse.
Kırat Arapça 1. Elmas, zümrüt gibi değerli taşların tartısında kullanılan ölçü birimi. 2. Nitelik, değer.
Kıratlı Arapça, Türkçe Değerli, nitelikli.
Kıray Türkçe 1. Genç, delikanlı. 2. Ürün vermeyen arazi. 3. Eşkıya, yol kesen.
Kırbay Türkçe Yaşlı, ak sakallı kimse.
Kırboğa Türkçe Güçlü, kuvetli yaşlı kimse.
Kırbörü Türkçe Yaşlı, ak sakallı deneyimli kimse.
Kırca Türkçe 1. Dolu. 2. Ufak ve sert taneli kar. 3. Bora, rüzgârla karışık yağmur.
Kırçiçek Türkçe Kır çiçeği.
Kırdar Türkçe Ölçülü davranış, sakınganlık.
Kırdarlı Türkçe Ölçülü, sakıngan kimse.
Kırgız Türkçe 1. Gezici, gezgin. 2. Çoğunlukla Kırgızistan'da toplu durumda yaşayan, Türk soyundan gelen bir halk.
Kırhan Türkçe Yaşlı, ak sakallı hükümdar.
Kırman Türkçe Saçlarına ak düşmüş adam.
Kırtay Türkçe Saçlarona ak düşmüş kimse.
Kırteke Türkçe Saçlarına ak düşmüş kimse.
Kırtekin Türkçe Saçlarına ak düşmüş kimse.
Kısmet Arapça Allah’ın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader. Allah'ın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader.
Kıvanç Türkçe Övünç, iftihar. Övünç, iftihar.
Kıvançer Türkçe Övünen, iftihar eden kimse.
Kıvançlı Türkçe Kıvanç duyan, sevinçli.
Kıvılcım Türkçe 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.
Kıyam Arapça Kalkma, ayağa kalkma.
Kıyan Türkçe Dağdan hızla inen sel.
Kıyas Arapça 1. Tutma, denk sayma. 2. Karşılaştırma, oranlama.
Kıymet Arapça 1. Değer. 2. Değerli, nitelikli.
Kızan Türkçe Çocuk, delikanlı.
Kızgın Türkçe 1. Çok ısınmış, ısıtılmış. 2. Kızmış olan, öfkeli.
Kızgınbey Türkçe Öfkeli, kızmış bey.
Kızgınok Türkçe Kızmış, öfkelenmiş kimse.
Kızgınyiğit Türkçe Kızmış, öfkelenmiş yiğit kimse.
Kızhanım Türkçe Az bulunur hanımefendi.
Kızık Türkçe 1. Öfkeli, sert, kırıcı. 2. İstek, heves, arzu.
Kızıl Türkçe 1. Parlak kırmızı renk. 2. Altın, para.
Kızılaslan Türkçe Altın gibi yüreği olan cesur kimse.
Kızılateş Türkçe Çok iyi yanan ateş.