İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Işınbike | Türkçe | Yüzü ay gibi parlak kadın. |
Işıner | Türkçe | Yüzü ay gibi parlak kimse. |
Işınhan | Türkçe | Yüzü ay gibi parlak hükümdar. |
Işınkan | Türkçe | Yüzü ay gibi parlak bir soydan gelen kimse. |
Işınsal | Türkçe | "Etrafı aydınlat, ışık saç" anlamında kullanılan bir ad. |
Işınsu | Türkçe | Su gibi parlak ve saf olan. |
Işıt | Türkçe | "Aydınlat, ışık saç, parlaklık ver" anlamında kullanılan bir ad. |
Işıtan | Türkçe | Aydınlatan, ışık saçan. Aydınlatan, ışık saçan. |
Işkın | Türkçe | Filiz, sürgün. |
Itır | Arapça | 1. Güzel koku. 2. Itır çiçeği. |
Itri | Arapça | (ıtri:) |
İba | Türkçe | 1. Çiy, nem. 2. İncelik, nezaket. |
İbad | Arapça | bk. İbat - 1. Kullar, insanlar. 2. İbadet edenler. |
İbadet | Ar.. | (iba:det) |
İbadullah | Arapça | (iba:dullah) |
İbat | Arapça | 1. Kullar, insanlar. 2. İbadet edenler. |
İbik | Türkçe | 1. Köşe, kenar, uç. 2. Tavuk, kuş vb. hayvanların gagası. |
İbili | Türkçe | İnce, narin, nazik |
İbiş | Türkçe | bk. İbrahim - (ibra:him) |
İbo | Türkçe | bk. İbrahim - (ibra:him) |
İbrahim | İbranice | (ibra:him) |
İclâl | Arapça | 1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram. |
İçaçan | Türkçe | İç açan, gönlü rahatlatan, beğenilen. |
İçim | Türkçe | Hoş, güzel |
İçimbike | Türkçe | Hoş, güzel kadın. |
İçli | Türkçe | Kolay duygulanan, duygulu, hassas. |
İçöz | Türkçe | İçi özlü, değerli. |
İçten | Türkçe | Yürekten, candan, samimi. Yürekten, candan, samimi. |
İdi | Türkçe | 1. Güç, kuvvet. 2. Sahip. |
İdikurt | Türkçe | Güçlü kimse. |
İdikut | Türkçe | Kutlu, saadetli, yüksek rütbeli. |
İdil | Türkçe | 1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk. |
İdris | Arapça | 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen, ilk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı. |
İfakat | Arapça | (ifa:kat) |
İffet | Arapça | 1. Temizlik. 2. Namus. |
İğdemir | Türkçe | Marangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç. |
İhlâs | Arapça | 1. Temiz, doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, içtenlik, bağlılık. |
İhsan | Arapça | 1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, bağışlama. 3. Bağışlanan şey. |
İhvan | Arapça | 1. Sadık, candan dostlar. 2. Bir tarikata mensup kişiler. |
İhya | Arapça | (ihya:) (ihya:) |
İkbal | Arapça | 1. Baht açıklığı. 2. Arzu, istek. |
İkiz | Türkçe | Bir çift, iki tane. |
İklil | Arapça | Çiçekten taç. |
İklim | Arapça | 1. Bir ülke veya bölgenin ortalama hava koşullarıyla beliren durumu. 2. Ülke, diyar. 3. Çevre, ortam. |
İkram | Arapça | 1. Saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi armağan olarak verme |
İkrami | Arapça | (ikra:mi) |
İl | Türkçe | Yurt, ülke, devlet, halk. |
İlal | Türkçe | "Ülke al, fethet" anlamında kullanılan bir ad. |
İlalan | Türkçe | Ülke alan, ülke fetheden. |
İlaldı | Türkçe | bk. İlalan - Ülke alan, ülke fetheden. |