| Gafur |
Arapça |
1. Bağışlayan, merhamet eden. 2. Allah’ın adlarındandır. |
| Galibe |
Arapça |
(ga:libe) |
| Galip |
Arapça |
(ga:lip) |
| Gamze |
Arapça |
1. Süzgün ve yan bakış. 2. Çenedeki veya yanaktaki çukurluk. |
| Gani |
Arapça |
(gani:) |
| Ganime |
Arapça |
(ga:nime) |
| Ganimet |
Arapça |
(gani:met) |
| Ganiye |
Arapça |
(ga:niye) |
| Garibe |
Arapça |
(gari:be) |
| Garip |
Arapça |
1. Yabancı. 2. Kimsesiz, zavallı. 3. Şaşılacak, tuhaf. 4. Dokunaklı, hüzün veren. |
| Gavsi |
Arapça |
1. Yardım, destekle ilgili. 2. Derine dalan kimse. |
| Gaye |
Arapça |
(ga:ye) |
| Gayret |
Arapça |
1. Çalışma, çabalama. 2. Koruma, esirgeme, kayırma duygusu. |
| Gayur |
Arapça |
Çok çalışkan, gayretli. |
| Gazal |
Arapça |
Ceylan. Ceylan. |
| Gazale |
Arapça |
(gaza:le) |
| Gazanfer |
Arapça |
1. İri aslan. 2. Yiğit, yürekli, kuvvetli adam. |
| Gazel |
Arapça |
1. Divan edebiyatında bir nazım biçimi. 2.Türk müziğinde, belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sesle yapılan taksim. 3. Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. |
| Gazi |
Arapça |
(ga:zi:) |
| Gedik |
Türkçe |
1. Büyük çentik, yıkık yer. 2. Dağ geçidi. 3. Güçlük, güç durum. 4. Yüksek yer, tepe. 5. Ayrıcalık, verilmiş hak. 6. Görev, vazife. |
| Gedikbaş |
Türkçe |
Ayrıcalıklı kimse. |
| Gedikbay |
Türkçe |
AYrıcalıklı kimse. |
| Gediktaş |
Türkçe |
Ayrıcalıklı, güçlü kimse. |
| Gediz |
Türkçe |
1. İçinde su birikmiş çukur. 2. Ege bölgesinde bir akarsu. |
| Gelenay |
Türkçe |
Ortaya çıkan ay gibi güzel. |
| Gelener |
Türkçe |
Gelen kimse. |
| Gelengül |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Gelen gül gibi güzel. |
| Gelin |
Türkçe |
1. Evlenmek üzere hazırlanıp, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. 2. Genç kız. |
| Gelincik |
Türkçe |
Yazın kırlarda yetişen kırmızı ve büyük çiçekli bitki. |
| Gelinkız |
Türkçe |
Gelinlik çağındaki kız. |
| Gencal |
Türkçe |
"Genç birisiyle evlen" anlamında kullanılan bir ad. |
| Gencalp |
Türkçe |
bk. Gençalp - Genç yiğit. |
| Gencaslan |
Türkçe |
bk. Gençaslan - Aslan gibi güçlü olan genç. |
| Gencay |
Türkçe |
bk. Gençay - Hilal, ayça. Hilal, ayça. |
| Gence |
Türkçe |
Geniş, genişçe. |
| Gencel |
Türkçe |
"Gençleş, genç kal" anlamında kullanılan bir ad. |
| Gencer |
Türkçe |
bk. Gençer - 1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti. |
| Genco |
Türkçe |
Genç sözcüğünden yapılmış bir ad. |
| Genç |
Türkçe |
1. Yaşı ilerlememiş olan. 2. Dinç, sağlıklı. |
| Gençağa |
Türkçe |
Genç, sağlıklı kimse. |
| Gençalp |
Türkçe |
Genç yiğit. |
| Gençaslan |
Türkçe |
Aslan gibi güçlü olan genç. |
| Gençay |
Türkçe |
Hilal, ayça. Hilal, ayça. |
| Gençel |
Türkçe |
Genç kimse. |
| Gençer |
Türkçe |
1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti. |
| Gençkal |
Türkçe |
"Dinç ve sağlıklı kal anlamında kullanılan bir ad. |
| Gençsav |
Türkçe |
Yeni düşüncelere sahip kimse. |
| Gençsoy |
Türkçe |
Sağlıklı bir soydan gelen kimse. |
| Gençsu |
Türkçe |
Genç bir soydan gelen kimse. |
| Gençtan |
Türkçe |
Sabahın ilk vakti. |