İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Emine | Arapça | 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Yüreğinde korku olmayan, korkusuz. |
Eminel | Arapça, Türkçe | Güvenilir kimse. |
Emir | Arapça | 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade. |
Emirhan | Arapça, Türkçe | Bey. |
Emirşah | Arapça, Farsça | Bey ve şah. |
Emoş | Türkçe | bk. Emine - 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Yüreğinde korku olmayan, korkusuz. |
Emrah | Arapça | 1. Saz çalıp oynayan. 2. Erzurum'da doğmuş ünlü bir halk ozanı. |
Emran | Arapça | Kürkler, hayvan derileri. |
Emre | Türkçe | 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş |
Emri | Arapça | (emri:) |
Emriye | Arapça | Emirle, buyrukla ilgili. |
Emrullah | Arapça | Allah buyruğu |
Emsal | Arapça | 1. Eşler, benzerler, yaşıtlar. 2. Örnek. Benzer, eş, yaşıt. |
Enbiya | Arapça | (enbiya:) |
Enç | Türkçe | Rahat, huzur, erinç. |
Ender | Arapça | Çok az, çok seyrek, az bulunan. |
Eneç | Türkçe | 1. Sel yarıntısı. 2. Dağlarda kışın akıp, yazın kesilen kaynağın yatağı. 3. İki sırt arasındaki düz alan. 4. Ufak tepe. 5. Eğilim. |
Ener | Türkçe | En yiğit, en kahraman kişi. |
Eneren | Türkçe | Erenlerin en üstünü, değerlisi. |
Energin | Türkçe | En olgun, çok olgun kimse. |
Enes | Arapça | Soylu Arap atı, küheylan. |
Enfal | Arapça | 1. Kur'an-ı Kerim'de bir surenin adı. 2. Düşmandan alınan mallar, ganimetler. |
Enfes | Arapça | Çok güzel, en güzel. |
Engin | Türkçe | 1. Açık deniz. 2. Ucu bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam. |
Enginalp | Türkçe | İyi, güzel, değerli, yiğit. |
Enginay | Türkçe | İyi, güzel, temiz, sağlam kimse. İyi, güzel, temiz, sağlam kimse. |
Enginel | Türkçe | İyi, güzel, temiz, sağlam kimse. |
Enginer | Türkçe | İyi, güzel, temiz, sağlam kimse. |
Enginiz | Türkçe | İz bırakacak kadar değerli insan. |
Enginsoy | Türkçe | İyi, güzel, temiz, sağlam bir soydan gelen kimse. |
Enginsu | Türkçe | Açık deniz. |
Engintalay | Türkçe | Büyük deniz, okyanus. |
Engiz | Türkçe | 1. Derelerde sık ağaçlardan oluşan karanlık. 2. Ağaç filizi. 3. Çukur ve karanlık yer. |
Engür | Türkçe | Çok gür. |
Enhar | Arapça | Irmaklar, çaylar. |
Enis | Arapça | Dost, arkadaş. |
Enise | Arapça | (eni:se) |
Enmutlu | Türkçe | Çok mutlu. |
Ensar | Arapça | Yardımcılar, koruyucular. |
Ensari | Arapça | (ensa:ri:) |
Enver | Arapça | Nurlu, çok parlak, çok güzel. |
Er | Türkçe | 1. Erkek. 2. Kahraman, yiğit. 3. Aşamasız asker. |
Eracar | Türkçe | Becerikli erkek. |
Erakalın | Türkçe | Alnı ak, dürüst erkek. |
Erakıncı | Türkçe | Yiğit akıncı. |
Eraksan | Türkçe | Temiz adlı yiğit. |
Eral | Türkçe | "Erken davran" anlamında kullanılan bir ad. |
Eralkan | Türkçe | Vatanı uğrunda canını feda edebilecek yiğit. |
Eralp | Türkçe | Yiğit erkek. |
Eraltay | Türkçe | Yüce, yüksek değerli kimse. |