İsimlerin Anlamı - Sayfa 50


İsim Kökeni Anlamı
Demiryürek Türkçe DGüçlü, yürekli kimse.
Demokan Türkçe Amlayışlı kimse.
Demren Türkçe bk. Temren - Ok, kargı gibi silahların ucundaki sivri demir.
Dengiz Türkçe bk. Deniz - 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Dengizer Türkçe bk. Denizer - Deniz adamı, denizci.
Deniz Türkçe 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.
Denizalp Türkçe Yiğit denizci.
Denizcan Türkçe, Farsça, Arapça Deniz adamı, denizci.
Denizel Türkçe Deniz adamı, denizci.
Denizer Türkçe Deniz adamı, denizci.
Denizhan Türkçe Eski Türklerde deniz Tanrısı.
Denizman Türkçe Denizci.
Denizmen Türkçe bk. Denizman - Denizci.
Deniztekin Türkçe Deniz adamı, denizci.
Denk Türkçe 1. Aynı yaş ve değerde olan. 2. Uygun, nitelik yönünden eşit.
Denkel Türkçe Ölçülü, uyumlu kimse.
Denker Türkçe Ölçülü, uyumlu kimse.
Denktaş Türkçe 1. Akran, aynı yaşta bulunan kimse, yaşıt. 2. Haktan yana olan, adil.
Denli Türkçe Terbiyeli, saygılı, ölçülü kimse.
Denlisoy Türkçe Terbiyeli, saygılı, ölçülü soydan gelen kimse.
Deren Türkçe Derleyen, toplayan. Derleyen, toplayan.
Derenel Türkçe Toplayan, bir araya getiren kimse.
Derin Türkçe 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
Derinkök Türkçe Soyu çok eskilere giden kimse.
Derinöz Türkçe Özünde yücelik olan kimse.
Derlen Türkçe "Düzgün bir biçimde toplan, düzenli ol" anlamında kullanılan bir söz.
Derman Farsça, Arapça 1. İlaç. 2. Çare. 3. Güç, kuvvet.
Derviş Farsça, Arapça 1. Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse. 2. Alçak gönüllü, hoşgörülü kimse.
Dervişani Farsça, Arapça (dervişa:ni:)
Dervişhan Farsça, Arapça, Türkçe Alçak gönüllü hükümdar.
Derya Farsça, Arapça (derya:) (derya:)
Deryadil Farsça, Arapça (derya:dil)
Deryanur Farsça, Arapça (derya:nur)
Deste Farsça, Arapça Demet, tutam, bağlam.
Destegül Farsça, Arapça Gül demeti.
Devin Türkçe 1. Hareket, kımıldanış. 2. Çaba, gayret.
Deviner Türkçe Hareketli, gayretli kimse.
Devlet Arapça 1. Büyük mutluluk. 2. Kut talih. 3. Büyük aşama, orun, mevki. 4. Toprak bütünlüğü ve siyasal örgütü olan bir ulusun oluşturduğu hukuksal varlık.
Devlettin Arapça Dinin mutluluğu, uğuru, büyüklüğü.
Devran Arapça 1. Dünya, felek. 2. Zaman. 3. Talih, yazgı.
Devrim Türkçe Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.
Devrimer Türkçe Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişmeden yana olan kimse.
Diba Farsça, Arapça (di:ba:)
Dicle Arapça 1. Ulu ırmak. 2. Anadolu'dan doğarak Irak'tan geçen, Fırat ile birleşerek Şattülarap adıyla Basra körfezine dökülen nehir.
Diclehan Arapça, Türkçe Büyük ırmak gibi çağlayan, çalışıp çaba gösteren hükümdar.
Didar Farsça, Arapça (di:da:r)
Didem Farsça, Arapça, Türkçe (di:dem)
Didim Türkçe Taç.
Dik Türkçe 1. Yatay bir düzleme göre yerçekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan. 2. Sert, aksi. 3. Sert, kalın, tok
Dikalp Türkçe Sert, aksi yiğit.