İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Tayla | Türkçe | bk. Taylak - 1. Yeni doğmuş at yavrusu. 2. Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu. 3. Deve yavrusu. 4. Yaramaz çocuk. |
Taylak | Türkçe | 1. Yeni doğmuş at yavrusu. 2. Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu. 3. Deve yavrusu. 4. Yaramaz çocuk. |
Taylan | Türkçe | 1. İnce, kibar, güzel, uzun ve düzgün boylu. 2. Çok yağmur yağmasına karşın işlenebilir durumdaki toprak. |
Taylaner | Türkçe | İnce, kibar, güzel, uzun ve düzgün boylu kimse. |
Tayman | Türkçe | Genç, taze, toy kimse. |
Taymaz | Türkçe | Düşmeyen, kaymayan, dengeli kimse. |
Taypars | Türkçe, Farsça, Arapça | Pars gibi güçlü kimse. |
Tayuk | Türkçe | İnce, kibar genç. |
Tayyar | Arapça | Uçucu, uçan. |
Tayyibe | Arapça | 1. İyi, güzel, hoş. 2. Çok temiz. |
Tayyip | Arapça | 1. İyi, güzel, hoş. 2. Çok temiz. |
Taze | Farsça, Arapça | (ta:ze) |
Tazegül | Farsça, Arapça | (ta:zegül) |
Teber | Farsça, Arapça | 1. Küçük balta. 2. Dervişlerin kullandıkları uzun saplı küçük balta. 3. Meşin kesmek için kullanılan araç. |
Teberdar | Farsça, Arapça | 1. Baltacı. 2. Yeniçeriler arasında baltalı asker sınıfı. |
Teberhun | Farsça, Arapça | Kızıl söğüt, tarhun. |
Teberrük | Arapça | Kutsal ve uğurlu sayma. |
Tebessüm | Arapça | Gülümseme. |
Tebrik | Arapça | 1. Kutlama. 2. Bereket. |
Tecelli | Arapça | 1. Görünme, belirme. 2. Kader, talih. 3. Allah’ın lütfuna kavuşma. |
Tecen | Türkçe | Mağrur, gururlu. |
Tecer | Türkçe | Becerikli. Becerikli. |
Teceren | Türkçe | Becerikli, tasarruflu. |
Tecim | Türkçe | Ticaret. |
Tecimen | Türkçe | 1. Ticaret adamı, tüccar. 2. Tutumlu, idareli. |
Tecimer | Türkçe | Tüccar. |
Tecir | Türkçe | Sürü hayvanlarının alım satımını yapan kimse. |
Tedü | Türkçe | Bilge, zeki, anlayışlı kimse. |
Tegin | Türkçe | bk. Tekin - 1. Tek, eşsiz. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu. |
Tek | Türkçe | 1. Biricik, eşi olmayan. 2. Sessiz, hareketsiz, uslu. |
Tekal | Türkçe | "Bir tane al" anlamında kullanılan bir ad. |
Tekalp | Türkçe | Eşsiz, benzersiz yiğit. |
Tekant | Türkçe | Büyük yemin. |
Tekay | Türkçe | Eşsiz ay. |
Tekbay | Türkçe | Çok değerli, eşsiz, saygın kimse. |
Tekbek | Türkçe | Çok değerli, eşsiz, saygın kimse. |
Tekbey | Türkçe | Biricik, eşsiz bey. |
Tekbir | Arapça | Allah büyüklüğünü hatırlama ve "Allahu ekber" deme. |
Tekcan | Türkçe, Farsça, Arapça | Çok değerli, eşsiz kimse. |
Tekçe | Türkçe | 1. Bir topluluk oluşturan şeylerin her biri. 2. Tek başına, yalnız. 3. Yegâne, eşsiz, benzersiz. |
Tekdoğan | Türkçe | Eşsiz, benzersiz doğmuş olan. |
Teke | Türkçe | 1. Evcil keçinin erkeği. 2. Mert, sözünün eri. 3. Hazar Denizi´nin doğusunda yaşayan bir Türkmen oymağı. |
Tekebaş | Türkçe | Mert, sözünün eri olan kimse. |
Tekebay | Türkçe | Mert, sözünün eri olan kimse. |
Tekebey | Türkçe | Mert, sözünün eri olan bey. |
Tekecan | Türkçe, Farsça, Arapça | Mert, sözünün eri olan kimse. |
Teker | Türkçe | Biricik, eşsiz kimse. |
Tekeş | Türkçe | Cenkçi, savaşkan. |
Tekgül | Türkçe, Farsça, Arapça | Biricik güzel. |
Tekil | Türkçe | Tek, bir. |