İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Tansı | Türkçe | Şafak vaktini andıran. |
Tansığ | Türkçe | bk. Tansık - 1. İnsanın aklının alamayacağı şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis. |
Tansık | Türkçe | 1. İnsanın aklının alamayacağı şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis. |
Tansoy | Türkçe | Şafak gibi aydınlık soyu olan. |
Tansu | Türkçe | Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan. |
Tansuğ | Türkçe | bk. Tansık - 1. İnsanın aklının alamayacağı şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis. |
Tansuk | Türkçe | bk. Tansık - 1. İnsanın aklının alamayacağı şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis. |
Tantuğ | Türkçe | Tan ışığı gibi çevresini aydınlatan kimse. |
Tantürk | Türkçe | Tan ışığı gibi çevresini aydınlatan Türk. |
Tanuğur | Türkçe | Uğurlu şafak vakti. |
Tanver | Türkçe | "Şafak gibi ışık saç, aydınlat" anlamında kullanılan bir ad. |
Tanyel | Türkçe | bk. Tanyeli - Şafak vakti esen rüzgâr. |
Tanyeli | Türkçe | Şafak vakti esen rüzgâr. |
Tanyer | Türkçe | bk. Tanyeri - Güneş doğmak üzereyken ufukta hafifçe aydınlanan yer. |
Tanyeri | Türkçe | Güneş doğmak üzereyken ufukta hafifçe aydınlanan yer. |
Tanyıldız | Türkçe | Çoban yıldızı. |
Tanyol | Türkçe | bk. Tanyolu - Aydınlık yol. |
Tanyolaç | Türkçe | Aydınlığa götüren, yol açan. |
Tanyolu | Türkçe | Aydınlık yol. |
Tanyu | Türkçe | bk. Tanju - Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen san. |
Tanyücel | Türkçe | "Şafak gibi temiz ve parlak ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Tanyüz | Türkçe | Yüzü şafak gibi aydınlık ve parlak olan. |
Tanzer | Türkçe, Farsça, Arapça | Sarı altın rengindeki tan yeri. |
Tapduk | Türkçe | bk. Taptuk - Doğumuna çok sevinilen çocuklara "bulduk" anlamında konulan bir ad. |
Tapgaç | Türkçe | 1. Ünlü. 2. Aziz. |
Tapık | Türkçe | 1. Saygı, hürmet. 2. İkram, hizmet. |
Tapınç | Türkçe | 1. Geniş alan. 2. İn. 3. Kuş veya balık kümeleri. |
Taplı | Türkçe | 1. Doğru, düzgün. 2. Uygun, yerinde. 3. Şişman. |
Taptuk | Türkçe | Doğumuna çok sevinilen çocuklara "bulduk" anlamında konulan bir ad. |
Tarancı | Türkçe | Çiftçi, rençper. |
Tarçın | Farsça, Arapça | 1. Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç. 2. Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu. |
Tardu | Türkçe | Armağan, hediye. |
Tarduk | Türkçe | bk. Tardu - Armağan, hediye. |
Targan | Türkçe | bk. Tarkan - 1. İslâmlıktan önce verilmiş vekil, vezir, bey gibi san. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi. |
Tarhan | Türkçe | bk. Tarkan - 1. İslâmlıktan önce verilmiş vekil, vezir, bey gibi san. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi. |
Tarhun | Arapça | Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. |
Tarı | Türkçe | 1. Soy, nesil, 2. Ekin. 3. Darı, tahıl. 4. İyi, güzel. |
Tarık | Arapça | (ta:rık) |
Tarım | Türkçe | 1. Göllere, kumluklara dökülen çay kolları. 2. Verim almak için toprak üzerinde yapılan çalışmaların tümü. 1. Uygurlarda kadınlara verilen bir san. 2. Göllere, kumluklara dökülen çay kolları. 3. Verim almak için toprak üzerinde yapılan çalışmaların tümü |
Tarıman | Türkçe | Tarımla uğraşan kimse, rençper. |
Tarımbike | Türkçe | Tarımla uğraşan kadın. |
Tarımer | Türkçe | Tarımla uğraşan kimse. |
Tarik | Arapça | (ta:rik) |
Tarkan | Türkçe | 1. İslâmlıktan önce verilmiş vekil, vezir, bey gibi san. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi. |
Tarman | Türkçe | bk. Tarıman - Tarımla uğraşan kimse, rençper. |
Tartış | Türkçe | Armağan. |
Taru | Türkçe | Darı. |
Tasvir | Arapça | 1. Resim, figür. 2. Yazıyla anlatma, betimleme. |
Taşan | Türkçe | Coşkulu, taşkın kimse. Coşkulu, taşkın kimse. |
Taşar | Türkçe | Coşkulu, coşkun kimse. |