İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Semen | Farsça, Arapça | Yasemin çiçeği. |
Semender | Farsça, Arapça | 1. İran mitolojisine göre ateşten yaratılan ve ateşle yaşayan hayvan. 2. Uzun gövdeli dört bacaklı, kuyruklu kertenkeleye benzeyen bir hayvan. |
Semih | Arapça | Cömert, eli açık. |
Semiha | Arapça | Cömert, eli açık. |
Semin | Arapça | Çok değerli. |
Semine | Arapça | bk. Semin - Çok değerli. |
Semir | Arapça | 1. Arkadaş. 2. Nitelikli. 3. Yamaç, dağ silsilesi. |
Semiramis | İbranice | 1. Mitolojide güvercinlerin hayatını kurtardığı kız çocuğunun adı. 2. Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi. |
Semiray | Arapça, Türkçe | Nitelikli insan. |
Semire | Arapça | bk. Samire - (sa:mire) |
Semiye | Arapça | Aynı adı taşıyan, adları aynı olan, adaş. |
Semra | Arapça | (semra:) |
Semuh | Arapça | Çok cömert, eli açık. |
Sena | Arapça | (sena:) (sena:) |
Senai | Arapça | (sena:i) |
Senal | Türkçe | "Sen al" anlamında kullanılan bir ad. |
Senar | Farsça, Arapça | Âşık, seven kimse, yâr. |
Senay | Türkçe | "Sen aysın, ay gibi güzelsin" anlamında kullanılan bir ad. |
Sencan | Türkçe, Farsça, Arapça | "Sen can kadar sevilensin" anlamında kullanılan bir ad. |
Sencer | Türkçe | 1. Kale, istihkâm. 2. Büyük Selçuklu hükümdarı. |
Senem | Arapça | bk. Sanem - 1. Put 2. Güzel kadın. |
Sener | Türkçe | "Sen ersin, yiğit ve güçlüsün" anlamında kullanılan bir ad.. |
Senger | Farsça, Arapça | Siper, istihkâm. |
Sengül | Türkçe, Farsça, Arapça | "Sen gül gibi güzelsin" anlamında kullanılan bir ad. |
Sengün | Türkçe | "Sen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın" anlamında kullanılan bir ad. |
Senî | Arapça | (seni:) |
Senih | Arapça | Süs, bezek. |
Seniha | Arapça | Süs, bezek. |
Seniye | Arapça | Yüksek, yüce. |
Sennur | Türkçe, Arapça | "Sen nur gibi güzel ve aydınlıksın" anlamında kullanılan bir ad. |
Senol | Türkçe | "Her zaman değişmeden kal" anlamında kullanılan bir ad. |
Sera | Farsça, Arapça | (sera:) |
Serad | Farsça, Arapça, Türkçe | 1. Adı başta olan. 2. Ünlü, meşhur. |
Seralp | Farsça, Arapça, Türkçe | Baş yiğit. |
Seran | Arapça | Işıklı, parlak. |
Serap | Arapça | 1. Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanılması, ılgın. 2. Öteki dünya. |
Seray | Farsça, Arapça, Türkçe | Ay gibi güzel olanların başı, önde geleni. |
Serazat | Farsça, Arapça | (sera:zat) |
Serbay | Farsça, Arapça, Türkçe | Önder, lider, başta gelen. |
Serbülent | Farsça, Arapça | Başı yüksek, yüce. |
Sercan | Farsça, Arapça | Sevgili, sevilen. Sevgili, sevilen. |
Sercihan | Farsça, Arapça | Cihanın başı. |
Serdal | Farsça, Arapça, Türkçe | İleri gelen, önemli kişi. |
Serdar | Farsça, Arapça | Askerin başı, kumandan, komutan. |
Serdarhan | Farsça, Arapça, Türkçe | Komutan olan hükümdar. |
Serdengeçti | Farsça, Arapça, Türkçe | Fedai, akıncı yiğit. |
Serdil | Farsça, Arapça | Gönlü yüce olan kimse. |
Serdinç | Farsça, Arapça, Türkçe | Başı dinç, sakin, rahat, huzurlu. |
Seren | Türkçe | 1. Seren, yayan, döşeyen. 2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. |
Serener | Türkçe | Seren, yayan, döşeyen kimse. |