| Sel |
Arapça |
1. Sürekli yağmurlardan ve eriyen karlardan oluşan taşkın su. 2. Etki ve iz bırakan güçlü durum, davranış. |
| Selâh |
Arapça |
bk. Salâh - 1. Düzelme, iyileşme, iyilik. 2. Barış. 3. Dine olan bağlılık. |
| Selâhattin |
Arapça |
Dinine bağlı kimse. |
| Selâhi |
Arapça |
(selâ:hi) |
| Selâm |
Arapça |
1. Barış, rahatlık. 2. Sonu iyi ve hayırlı çıkma. |
| Selâmet |
Arapça |
(selâ:met) (selâ:met) |
| Selâmettin |
Arapça |
(selâ:mettin) |
| Selâmi |
Arapça |
(selâ:mi) |
| Selâmullah |
Arapça |
(selâ:mullah) |
| Selâtin |
Arapça |
(selâ:tin) |
| Selay |
Arapça, Türkçe |
Coşkulu, hareketli güzel. |
| Selcan |
Arapça, Farsça |
Coşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse. |
| Selcen |
Arapça, Farsça |
1. Hareketli, coşkulu kimse. 2. İyi huylu ve maharetli. |
| Selçuk |
Türkçe |
Güzel konuşma yeteneği olan, uz dilli. |
| Selçuker |
Türkçe |
Güzel konuşan kimse. |
| Selçukkan |
Türkçe |
Güzel konuşanların soyundan gelen kimse.. |
| Selda |
Türkçe |
Bir söğüt cinsi. |
| Seldağ |
Arapça, Türkçe |
Dağdan gelen sel gibi coşkulu, hareketli. |
| Selek |
Türkçe |
1. Eli açık, cömert. 2. Düzensiz, savruk. |
| Selekman |
Türkçe |
Cömert, eli açık kimse. |
| Selekmen |
Türkçe |
bk. Selekman - Cömert, eli açık kimse. |
| Selen |
Türkçe |
1. Müjde. 2. Varlık, bolluk. |
| Seler |
Arapça, Türkçe |
Sel gibi coşkun, taşkın kimse. |
| Selgüç |
Arapça, Türkçe |
Sel gibi güçlü kimse. |
| Selhan |
Arapça, Türkçe Arapça |
Sel gibi coşkun, taşkın hükümdar. |
| Selışık |
Arapça, Türkçe |
Işık seli, aydınlık. |
| Selışıl |
Arapça, Türkçe |
Işık seli, aydınlık. |
| Selışın |
Arapça, Türkçe |
Işın seli, aydınlık. |
| Selim |
Arapça |
Sağlam, kusursuz, doğru. |
| Selime |
Arapça |
Sağlam, kusursuz, doğru. |
| Selin |
Türkçe |
1. Övün. 2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki. |
| Selkan |
Arapça, Türkçe |
Sel gibi coşkulu soydan gelen kimse. |
| Selma |
Arapça |
(selma:) |
| Selman |
Arapça |
Barış içinde bulunma, huzur, erinç. |
| Selmi |
Arapça |
Barışla ilgili, barışçıl. |
| Selmin |
Arapça |
Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu. |
| Selnur |
Arapça |
Işık seli. |
| Selok |
Arapça, Türkçe |
Sel gibi güçlü, ok gibi hızlı olan. |
| Selva |
Arapça |
(selva:) |
| Selvet |
Arapça |
Gönül rahatlığı. |
| Selvi |
Farsça, Arapça |
bk. Servi - 1. Akdeniz bölgesinde çok yetişen, yapraklarını dökmeyen, ince, uzun bir ağaç. 2. Uzun boylu. |
| Selvican |
Farsça, Arapça |
Selvi gibi uzun boylu olan güzel. |
| Selvihan |
Farsça, Arapça, Türkçe |
Selvi gibi uzun boylu olan hükümdar. |
| Selvinaz |
Farsça, Arapça |
Selvi gibi nazlı nazı salınan. |
| Sema |
Arapça |
(sema:) |
| Semagül |
Arapça, F. |
(sema:gül) |
| Semahat |
Arapça |
Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik. Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik. |
| Semai |
Arapça |
(sema:i:) |
| Semanur |
Arapça |
(sema:nur) |
| Semavi |
Arapça |
(sama:vi) |