İsimlerin Anlamı - Sayfa 143


İsim Kökeni Anlamı
Sahire Arapça (sa:hire)
Sahra Arapça Kır, ova, çöl.
Sahure Arapça (sa:hu:re)
Saibe Arapça (sa:ibe)
Saide Arapça 1. Mutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Allah’a karşı görevlerini yapmış kimse.
Saika Arapça (sa:ika)
Saim Arapça (sa:im)
Saime Arapça (sa:ime)
Saip Arapça (sa:ip)
Sair Arapça (sa:ir)
Saire Arapça (sa:ire)
Sait Arapça 1. Kutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Tanrıya karşı görevini yapmış kimse.
Sak Türkçe Bilgili, akıllı, zeki, uyanık.
Saka Arapça 1. Evlere çeşmeden su taşıyan kimse. 2. Serçegillerden, başında ve boynunda kırmızı, sarı tüyler bulunan, güzel öttüğü için kafeste beslenen küçük bir kuş.
Sakın Türkçe "İhtiyatlı, temkinli ol, kendini koru" anlamında kullanılan bir ad.
Sakıp Arapça (sa:kıp)
Saki Arapça (sa:ki)
Sakibe Arapça (sa:kibe)
Sakin Arapça (sa:kin)
Sakine Arapça (sa:kine)
Sakman Türkçe 1. Uyanık, akıllı kimse. 2. Sessiz, sakin kimse.
Sal Türkçe 1. Bir tür ilkel ırmak veya deniz taşıtı. 2. Boy. 3. Yel, rüzgâr. 4. Büyük sarp kaya. 5. Kıyı, kenar.
Sala Türkçe Sırayla ekimde, köyce ekime ayrılan yer.
Salâh Arapça 1. Düzelme, iyileşme, iyilik. 2. Barış. 3. Dine olan bağlılık.
Salâhattin Arapça bk. Selâhattin - Dinine bağlı kimse.
Salâhi Arapça (salâ:hi)
Salan Türkçe 1. Otlak, mera. 2. Dinlendirilen tarla, toprak.
Salâr Farsça, Arapça (sa:lâr)
Salcan Arapça, Farsça bk. Selcan - Coşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse.
Saldam Türkçe Ciddilik, ağırbaşlılık.
Salgur Türkçe Saldıran, saldırgan.
Salık Türkçe 1. Haber, bilgi. 2. Tavsiye.
Salıkbey Türkçe Tavsiye edilen bey.
Salıkbike Türkçe Tavsiye edilen, beğenilen kadın.
Salınbike Türkçe Salınan, nazlanan kadın.
Salih Arapça (sa:lih)
Saliha Arapça (sa:liha)
Salim Arapça (sa:lim)
Salime Arapça (sa:lime)
Salis Arapça (sa:lis)
Salise Arapça (sa:lise)
Salkım Türkçe 1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş. 2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu. 3. Akasya.
Salkın Türkçe 1. Güneşsiz, serin. 2. Soğuk rüzgâr.
Salman Türkçe Başıboş, serbest, özgür.
Saltan Türkçe 1. Tek, yalnız. 2. Temiz, saf. 3. Yalnız başına giden.
Saltanat Arapça Sultanlık, hükümdarlık.
Saltı Türkçe Gezgin, yolculuk eden.
Saltık Türkçe 1. Kendi başına var olan, bağımsız, koşulsuz, mutlak. 2. Salıverilmiş, bırakılmış, azat edilmiş, özgür.
Saltuk Türkçe bk. Saltık - 1. Kendi başına var olan, bağımsız, koşulsuz, mutlak. 2. Salıverilmiş, bırakılmış, azat edilmiş, özgür.
Saltukalp Türkçe Özgür yiğit.