İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Saraç | Arapça | Koşum ve eyer takımları yapan, satan, işleyen veya süsleyen kimse. |
Saral | Türkçe | "Çevresini kuşat" anlamında kullanılan bir söz. |
Saran | Türkçe | 1. Kuşatan, çeviren. 2. Hasis, cimri. |
Sarbek | Türkçe | Sarışın bey. |
Sare | Arapça | (sa:re) |
Sargan | Türkçe | 1. Çorak yerlerde biten bir ot. 2. Bir tür balık. |
Sargın | Türkçe | 1. Candan, içten, yürekten. 2. Çekici, cazibeli. 3. Kapalı, puslu hava. 4. İstekli, hevesli. |
Sargınal | Türkçe | "Yürekten, candan al" anlamında kullanılan bir ad. |
Sargut | Türkçe | İhsan, bağış, ödül. |
Sarıalp | Türkçe | Sarışın yiğit. |
Sarıbay | Türkçe | Sarışın kimse. |
Sarıca | Türkçe | 1. Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı. |
Sarıcabay | Türkçe | Sarışın kimse. |
Sarıçam | Türkçe | Bir çam çeşidi. |
Sarıçiçek | Türkçe | Sarı renkli çiçek. |
Sarıer | Türkçe | Sarışın kimse. |
Sarıgül | Türkçe, Farsça, Arapça | Sarı renkli gül. |
Sarıgüzel | Türkçe | Sarışın güzel. |
Sarıhan | Türkçe | Sarışın hükümdar. |
Sarıkaya | Türkçe | Güçlü, kuvvetli sarışın kimse. |
Sarıkız | Türkçe | Sarışın kız. |
Sarıtaş | Türkçe | Güçlü, kuvvetli sarışın kimse. |
Sarim | Arapça | (sa:rim) |
Sarkan | Türkçe | Kovan. |
Sarmaşık | Türkçe | Koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan tırmanıcı bir bitki. |
Sarp | Türkçe | 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç. |
Sarper | Türkçe | Sert, güçlü erkek. |
Sarphan | Türkçe | Güçlü, kuvvetli hükümdar. |
Sarpkan | Türkçe | Sert, güçlü soydan gelen. |
Sarpkın | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Sarpkoç | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Sart | Türkçe | Ticaretle uğraşan, tüccar. |
Sartık | Türkçe | Azat olunmuş, salıverilmiş, özgür. |
Saru | Türkçe | Sarışın. |
Saruca | Türkçe | bk. Sarıca - 1. Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı. |
Saruhan | Türkçe | bk. Sarıhan - Sarışın hükümdar. |
Sarvan | Farsça, Arapça | Deve süren, deveci. |
Sâtı | Arapça | Yükselip ortaya çıkan, yükselen. |
Satı | Türkçe | Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. |
Satıa | Arapça | (sa:tıa) |
Satıbey | Türkçe | Kendisini adamış bey. |
Satıgül | Türkçe, Farsça, Arapça | Kendisini adamış güzel. |
Satıhanım | Türkçe | Kendisini adamış hanım. |
Satılmış | Türkçe | Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. |
Satu | Türkçe | bk. Satı - Yükselip ortaya çıkan, yükselen. |
Satuk | Türkçe | bk. Satılmış - Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. |
Satukbuğra | Türkçe | bk. Satılmış - Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. |
Satvet | Arapça | Ezici kuvvet, zorluluk. |
Sav | Türkçe | 1. Söz, haber, dedikodu. 2. İleri sürülerek savunulan düşünce. 3. Sağlam. 4. Şöhret, ün. |
Sava | Türkçe | 1. Haber. 2. Müjde. |