İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Beşir | Arapça | 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç. |
Beşire | Arapça | (beşi:re) |
Betigül | Türkçe, Farsça, Arapça | Gül yüzlü güzel. |
Betik | Türkçe | Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt. |
Betil | Arapça | bk. Betül - 1. Namuslu, temiz kadın. 2. Allah'ın emri. 3. Hazreti Meryem'in ve Hazreti Fatma'nın lakapları. 4. Ana ağaçtan ayrılıp, ayrı kök salan fidan. |
Betim | Türkçe | 1. Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı. 2. Herhangi bir şeyin resmi veya heykeli. |
Betül | Arapça | 1. Namuslu, temiz kadın. 2. Allah'ın emri. 3. Hazreti Meryem'in ve Hazreti Fatma'nın lakapları. 4. Ana ağaçtan ayrılıp, ayrı kök salan fidan. |
Betülay | Arapça, Türkçe | Namuslu, iffetli, ay gibi güzel kadun. |
Beyaz | Arapça | 1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz. |
Beyazıt | Arapça | bk. Bayezit - 1. Yezit'in babası. 2. Çeşitli dönemlerde yaşamış Osmanlı şehzadelerinin ortak adı. |
Beybars | Türkçe, Farsça, Arapça | bk. Baybars - 1. Zengin ve korkusuz kimse. 2. Bir tür kaplan. |
Beybolat | Türkçe, Farsça, Arapça | Çelik gibi güçlü, saygın kimse. |
Beycan | Türkçe, Farsça, Arapça | Bey gibi olan kimse. |
Beyda | Arapça | (beyda:) |
Beydağ | Türkçe | 1. Beyin gezip dolaştığı dağ. 2. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde dağların ortak adı. |
Beydaş | Türkçe | Adil, doğru. |
Beygu | Türkçe | Yırtıcı bir kuş. |
Beyhan | Arapça | Sır saklamayan, aklındakini ve yüreğindekini hemen söyleyen. |
Beyhatun | Türkçe | Bey hanımı. |
Beykal | Türkçe | "Beyliğini sürüdür" anlamında kullanılan bir ad. |
Beykan | Türkçe | Bey soylu olan kimse. |
Beykara | Türkçe | bk. Baykara - Doğan cinsinden bir kuş türü. |
Beylan | Türkçe | bk. Baylan - 1. Ağırbaşlı, uslu, kibar. 2. Şımarık, nazlı, yaramaz. 3. Sebatsız, tembel. |
Beylem | Arapça | 1. Açılmamış pamuk kozası. 2. Çiçek buketi. |
Beyrek | Türkçe | 1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü. |
Beysan | Türkçe | Bey gibi tanınmış olan. |
Beysun | Türkçe | "Kendini bey olarak göster" anlamında kullanılan bir ad. |
Beytekin | Türkçe | bk. Baytekin - Zengin prens, şehzade. |
Beytemir | Türkçe | bk. Baydemir - |
Beytöre | Türkçe | Törelere göre bey olmuş kimse. |
Beytullah | Arapça | Allah’ın evi, Kâbe. |
Beyza | Arapça | (beyza:) |
Beyzade | Türkçe, Farsça, Arapça | (beyza:de) |
Beyzat | Türkçe, Farsça, Arapça | Doğuştan bey olan, soylu, asilzade. |
Bezek | Türkçe | 1. Süs, ziynet. 2. Bir yapıtı süsleyen motiflerden her biri. |
Bezen | Türkçe | "Süslen, ziynetlen" anlamında kullanılan bir ad. |
Bezmiâlem | Farsça, Arapça | (bezmia:lem) |
Bican | Farsça, Arapça | (bi:can) |
Bidar | Farsça, Arapça | (bi:da:r) |
Bidayet | Arapça | (bida:yet) |
Bige | Türkçe | Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın. |
Bigüm | Türkçe | bk. Begüm - 1. Hanım, hanımefendi. 2. Hint prenseslerine verilen unvan. |
Bihan | Farsça, Arapça | (biha:n) |
Bihin | Farsça, Arapça | (bihi:n) |
Bihine | Farsça, Arapça | (bihi:ne) |
Bihter | Farsça, Arapça | Daha iyi, en iyi, pek iyi. |
Bihterin | Farsça, Arapça | (bihteri:n) |
Bike | Türkçe | bk. Bige - Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın. |
Bilâl | Arapça | (bilâ:l) |
Bilan | Türkçe | Süslü ve işlemeli kılıç kemeri. |