İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Şenyüz | Türkçe | Mutlu, neşeli, sevinçli yüzü olan kimse. |
Şerafet | Arapça | (şera:fet) |
Şerafettin | Arapça | (şefa:fettin) |
Şerbet | Arapça | Tatlı içecek. |
Şeref | Arapça | Büyüklük, ululuk, üstünlük. Büyüklük, ululuk, üstünlük. |
Şerefhan | Arapça, Türkçe | Büyük, ulu, üstün hükümdar. |
Şerefnaz | Arapça, Farsça | Büyük, ulu, üstün ve nazlı kimse. |
Şerefnur | Arapça | Büyük, ulu, üstün ve güzel kimse. |
Şeremet | Türkçe | Çalışkan, becerikli, eli çabuk kimse. |
Şeren | Türkçe | Çevik, tez canlı. |
Şerif | Arapça | 1. Şerefli, kutsal. 2. Soylu, temiz. 3. Hz. Hasan’ın soyundan gelenlere verilen unvan. |
Şerife | Arapça | 1. Şerefli, kutsal. 2. Soylu, temiz. |
Şermende | Farsça, Arapça | Utangaç, çok utanan, mahcup. |
Şermin | Farsça, Arapça | Utangaç, mahcup. |
Şeşen | Türkçe | Güzel konuşan, hatip. |
Şetaret | Arapça | (şeta:ret) |
Şevket | Arapça | Büyüklük, heybet. |
Şevketfeza | Arapça, Farsça | (şevketfeza:) |
Şevki | Arapça | Şevkli, neşeli, istekli. |
Şevkidil | Arapça, Farsça | Gönül neşesi, gönül sevinci. |
Şevkinaz | Arapça, Farsça | Nazlı ve neşeli. |
Şevkinur | Arapça | Son derece aydın ve parlak. |
Şevkiye | Arapça | Şevkli, neşeli, istekli. |
Şevval | Arapça | Hicri takvime göre yılın onuncu ayı, ilk üç günü Ramazan Bayramıdır. |
Şeyda | Farsça, Arapça | (şeyda:) (şeyda:) |
Şeydagül | Farsça, Arapça | (şeyda:gül) |
Şeydanur | Farsça, Arapça | (şeyda:nur) |
Şeyma | Arapça | 1. Çok kıymetli,değerli. 2. Vücudunda ben olan. |
Şeyyat | Arapça | 1. Kendini çok yoran, kendini helak eden. 2. Yüze gülücü, iki yüzlü. |
Şınık | Türkçe | Nazlı. |
Şıray | Türkçe | bk. Çıray - 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi. |
Şide | Farsça, Arapça | Parlak, ışıklı, güneş. |
Şifa | Arapça | (şifa:) |
Şiir | Arapça | 1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi. 2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey. |
Şimşad | Farsça, Arapça | 1. Bir ağaç türü. 2. Uzun boylu. |
Şimşek | Türkçe | 1. Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık. 2. Canlı, hızlı, coşkulu, hareketli kimse. |
Şimşeker | Türkçe | Çok hareketli, canlı, hızlı kimse. |
Şimşekhan | Türkçe | Çok hareketli, canlı, hızlı hükümdar. |
Şimşekkan | Türkçe | Hareketli, canlı soydan gelen. |
Şinasi | Farsça, Arapça | (şina:si) |
Şinaver | Farsça, Arapça | (şina:ver) |
Şipal | Türkçe | Yiğit, kahraman. |
Şirin | Farsça, Arapça | Tatlı, sevimli, cana yakın. |
Şirinbegim | Farsça, Arapça, Türkçe | Sevimli, cana yakın kadın. |
Şirinbige | Farsça, Arapça, Türkçe | Sevimli, cana yakın kadın. |
Şirinşah | Farsça, Arapça | Sevimli, cana yakın hükümdar. |
Şirvan | Farsça, Arapça | Aslan barınağı. |
Şirzat | Farsça, Arapça | Aslan gibi güçlü, kişilikli kimse. |
Şive | Farsça, Arapça | (şi:ve) |
Şivekâr | Farsça, Arapça | (şi:vekâr) |