İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Şöhret | Arapça | Ün, san. |
Şölen | Moğolca | Bir olayı kutlamak veya eğlenmek amacıyla yapılan yemekli toplantı. |
Şuayp | Arapça | 1. Cemaat, kabile. 2. Kızıldeniz’den çıkarılan taşlar. 3. Medyen halkına Tanrı tarafından gönderilmiş bir peygamber. |
Şule | Arapça | (şu:le) |
Şungar | Türkçe | bk. Sungur - 1. Soğukkanlı, sakin kimse. 2. Akdoğan. |
Şükran | Arapça | İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık. |
Şükrettin | Arapça | Dinin şükrü. |
Şükriye | Arapça | İyilik bilen. |
Şükrü | Arapça | İyilik bilen. |
Şükûfe | Farsça, Arapça | (şüku:fe) |
Tabende | Farsça, Arapça | (ta:bende) |
Tabgaç | Türkçe | Ulu, saygıdeğer. |
Tacal | Arapça, Türkçe | "Üstün ol, baş ol" anlamında kullanılan bir ad. |
Tacettin | Arapça | (ta:cettin) |
Tacızer | Arapça, Farsça | (ta:cızer) |
Taci | Arapça | (ta:ci) |
Tacim | Arapça | (ta:cim) |
Tacir | Arapça | (ta:cir) |
Taciser | Arapça, Farsça | (ta:ciser) |
Tacver | Arapça, Farsça | Taç sahibi padişah. |
Taç | Arapça | 1. Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık. 2. Gelinlerin başlarına takılan süs. |
Taçeser | Arapça | Değerli, nitelikli yapıt. |
Taçkın | Türkçe | Gurur. |
Taçlı | Türkçe | Tacı olan. |
Taçlıyıldız | Türkçe | Taç takınmış olan, saygı duyulan ünlü, tanınmış kimse. |
Taçnur | Arapça | Işıktan, nurdan taç. |
Taflan | Türkçe | Gülgillerden, kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. Gülgillerden, kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. |
Tagan | Türkçe | Güvercin. |
Tagangül | Türkçe, Farsça, Arapça | Güvercin gibi uçarcasına hareketli olan güzel. |
Tagay | Türkçe | 1. Silah. 2. Annenin erkek kardeşi, dayı. |
Tağ | Türkçe | Dağ. |
Tağalp | Türkçe | Dağ gibi gösterişli, heybetli, güçlü yiğit. |
Tağar | Türkçe | Kap, çanak, küp, çömlek. |
Tağay | Türkçe | bk. Tagay - 1. Silah. 2. Annenin erkek kardeşi, dayı. |
Tağman | Türkçe | Dağ gibi iri yarı, gösterişli kimse. |
Taha | Arapça | (ta:ha:) |
Tahir | Arapça | (ta:hir) |
Tahire | Arapça | (ta:hire) |
Tahsin | Arapça | 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme. |
Tahsine | Arapça | 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme. |
Taibe | Arapça | (ta:ibe) |
Taip | Arapça | (ta:ip) |
Takdir | Arapça | Beğenme, değer verme. |
Taki | Arapça | Günahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse. |
Takiye | Arapça | Günahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse. |
Takiyettin | Arapça | Dindar, mümin. |
Talas | Türkçe | 1. Yelin kaldırdığı toz. 2. Fırtına, kasırga. 3. Can sıkıntısı. 4. Köşe. 5. Oğuzların 24 boyundan biri. |
Talât | Arapça | 1. Yüz, surat, çehre. 2. Güzellik. |
Talay | Moğolca | 1. Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla. |
Talayer | Moğolca, Türkçe | Deniz eri, denizci. |