İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Görker | Türkçe | Gösterişli kimse. |
Görkey | Türkçe | Güzellik. |
Görklü | Türkçe | Güzel, gösterişli. Gösterişli, yakışıklı, güzel. |
Görkmen | Türkçe | Yakışıklı, gösterişli kimse. |
Görksev | Türkçe | "Güzeli, güzelliği sev" anlamında kullanılan bir ad. |
Görsev | Türkçe | "Görüp sev" anlamında kullanılan bir ad. |
Gövem | Türkçe | 1. Bitki yeşilliği 2. Sonbaharda yetişen bir tür siyah zeytin. |
Gövez | Türkçe | Gururlu, mağrur kimse. |
Göymen | Türkçe | Gözleyen, dikkatle bakan kimse. |
Göyük | Türkçe | Yanmış, yakılmış. |
Göyünç | Türkçe | Özlem, hasret. |
Gözal | Türkçe | "Niteliklerinle ve güzelliğinle ilgi topla" anlamında kullanılan bir ad. |
Gözalan | Türkçe | Gösterişli, ilgi çekici. |
Gözay | Türkçe | Gözleri parlayan kimse. |
Gözaydın | Türkçe | Sevinçli, mutlu bir olayı kutlama. |
Gözde | Türkçe | Çok sevilen, beğenilen, nitelikli, üstün tutulan. |
Göze | Türkçe | 1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su. |
Gözegir | Türkçe | "Dikkat çek" anlamında kullanılan bir ad. |
Gözem | Türkçe | 1. İlgi çeken, sevimli, hoşa giden kimse. 2. Sulak yer. 3. Pınar. |
Gözenç | Türkçe | bk. Gözen - |
Gözlem | Türkçe | 1. Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve plânlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede. 2. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. 3. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem. 4. Bir yazı veya eseri yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi. 5. Bir gök cismini veya olayını çıplak gözle veya bir araç yardımıyla izleyerek görülen değerleri tespit etme işlemi, rasat. |
Gözütok | Türkçe | Aç gözlü olmayan kimse. |
Gurbet | Arapça | 1. Gariplik, yabancılık, yuvasından, yurdundan veya kentinden uzakta olma durumu. 2. Yabancı. |
Gücal | Türkçe | bk. Güçal - "Güçlen, kuvvetlen" anlamında kullanılan bir ad. |
Gücalp | Türkçe | bk. Güçalp - Güçlükleri yenen yiğit. |
Gücel | Türkçe | bk. Güçel - Eli güçlü olan kimse. |
Gücer | Türkçe | Güçlü kimse. |
Gücümen | Türkçe | Küçük. |
Güç | Türkçe | 1. Yorucu, emekle yapılan. 2. Zor, çetin. 3. Şiddet. 4. İş, meşguliyet. 5. Kuvvet. |
Güçal | Türkçe | "Güçlen, kuvvetlen" anlamında kullanılan bir ad. |
Güçalp | Türkçe | Güçlükleri yenen yiğit. |
Güçel | Türkçe | Eli güçlü olan kimse. |
Güçeren | Türkçe | Güçlü yiğit. |
Güçermiş | Türkçe | Güçlü kimse. |
Güçhan | Türkçe | Güçlü hükümdar. |
Güçkan | Türkçe | Delikanlı kimse. |
Güçkanat | Türkçe | Güçlü kimse. |
Güçlü | Türkçe | 1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli. |
Güçlübay | Türkçe | Güçlü kimse. |
Güçlüer | Türkçe | Güçlü kimse. |
Güçlühan | Türkçe | Güçlü hükümdar. |
Güçlükhan | Türkçe | bk. Güçlühan - Güçlü hükümdar. |
Güçlütürk | Türkçe | Güçlü Türk. |
Güçmen | Türkçe | Güçlü kuvvetli kimse. |
Güçsal | Türkçe | "Gücünü, kuvvetini göster" anlamında kullanılan bir ad. |
Güçsalan | Türkçe | Gücünü, kuvvetini gösteren kimse. |
Güçsan | Türkçe | Gücüyle tanınan kimse. |
Güçsel | Türkçe | Güçlü, kuvvetli kimse. |
Güçyener | Türkçe | Güçlükleri yenen kimse. |
Güçyeter | Türkçe | Gücü yeten kimse. |