İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Bedia | Arapça | (bedi:a) |
Bedih | Arapça | Açık, anlaşılır, ilk göze çarpan, ilk akla gelen. |
Bedihe | Arapça | (bedi:he) |
Bedir | Arapça | Ayın on dördüncü gecesi, dolunay. |
Bedirhan | Arapça, Türkçe | Dolunay gibi güzel olan hükümdar. |
Bedirnisa | Arapça | (bedirnisa:) |
Bedis | Türkçe | bk. Bediz - 1. Süs, bezek; nakış. 2. Resim, heykel, şekil. |
Bediz | Türkçe | 1. Süs, bezek; nakış. 2. Resim, heykel, şekil. |
Bedreka | Farsça, Arapça | Kılavuz, yol gösterici. |
Bedrettin | Arapça | Dinin dolunayı. |
Bedri | Arapça | Dolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan. |
Bedriye | Arapça | Dolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan. |
Bedük | Türkçe | Büyük, yüce, gösterişli, önemli. |
Begim | Türkçe | bk. Begüm - 1. Hanım, hanımefendi. 2. Hint prenseslerine verilen unvan. |
Begüm | Türkçe | 1. Hanım, hanımefendi. 2. Hint prenseslerine verilen unvan. |
Beğenç | Türkçe | Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, beğenme. |
Behçet | Arapça | Sevinç. |
Behice | Arapça | (behi:ce) |
Behiç | Arapça | Şen, güzel yüzlü kimse. |
Behin | Farsça, Arapça | (behi:n) |
Behire | Arapça | (behi:re) |
Behiye | Arapça | Güzel. |
Behlül | Arapça | 1. Çok güldüren, şakacı. 2. Hayırsever, iyi adam. |
Behmen | Farsça, Arapça | 1. Zeki, anlayışlı. 2. Tedbirli. |
Behnan | Arapça | 1. İyi huylu kimse. 2. Güler yüzlü kimse. |
Behnane | Arapça | (behna:ne) |
Behram | Farsça, Arapça | 1. Merih yıldızı. 2. Eski İran dininde yolcuları korumakla görevli olduğuna inanılan melek. |
Behzat | Farsça, Arapça | Soyu sopu temiz, doğuştan iyi, temiz kimse. |
Bek | Türkçe | 1. Sağlam, sert, katı. 2. Bey. 3. İleri gelen, sözü geçen, saygın, zengin kişi. |
Bekâm | Farsça, Arapça | (bekâ;m) |
Bekata | Türkçe | Atası bey olan kimse. |
Bekbars | Türkçe, Farsça, Arapça | Cesur, yiğit bey. |
Bekbay | Türkçe | Güçlü ve varlıklı olan kimse. |
Bekdemir | Türkçe | Demir gibi sağlam ve güçlü olan kimse. |
Bekdil | Türkçe | Doğru sözlü, mert kimse. |
Bekem | Türkçe | Sağlam, dayanıklı, güçlü kimse. |
Beken | Türkçe | Dayanıklı, güçlü. |
Beker | Türkçe | Güçlü, yiğit kimse. |
Bekir | Arapça | Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse. |
Beksan | Türkçe | Tanınmış, ünlü, saygın kimse. |
Bektaş | Türkçe | 1. Akran, eş, yaşıt. 2. Eşit, denk. |
Bektöre | Türkçe | Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlıkimse. |
Bektürk | Türkçe | Güçlü Türk. |
Beleda | Türkçe | bk. Bileda - Tarihte, Atillâ'nın kardeşi. (434-445) yıllarında saltanat süren Hun Hükümdarı. |
Belek | Türkçe | 1. Hediye, armağan. 2. Alacalı, karışık renkli. 3. Nişan, iz. |
Belen | Türkçe | 1. Dağlık, sarp yer. 2. Sırt, bayır, yamaç, dağ eteği. 3. Yüksek, dağlık yerlerde görülen düzlük. 4. Issız yer. |
Belge | Türkçe | Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman. |
Belgi | Türkçe | 1. Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan. 2. Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. |
Belgin | Türkçe | Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, açık, anlaşılır, belirgin. |
Beliğ | Arapça | (beli:ğ) |