İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Azim | Arapça | (azi:m) |
Âzim | Arapça | (a:zim) |
Azime | Arapça | (azi:me) |
Âzime | Arapça | (a:zime) |
Aziz | Arapça | 1. Ermiş, eren. 2. Sevgide üstün tutulan. |
Azize | Arapça | (azi:ze) |
Azmi | Arapça | 1. Azimli, kararlı. 2. Sözünde duran. |
Azmidil | Arapça, Farsça | Gönül yüceliği. |
Azmun | Farsça, Arapça | Deneme, sınama. |
Aznavur | Gürcüce | 1. Yiğit, kahraman. 2. Ele avuca sığmayan. 3. Sinirli, sert, korku veren iri yarı kimse. |
Azra | Arapça | (azra:) |
Azrak | Türkçe | Az bulunur, nadir. |
Azze | Arapça | Şerefli, saygıdeğer. |
Babacan | Türkçe, Farsça, Arapça | Cana yakın, olgun, güvenilir kimse. |
Babaç | Türkçe | Gösterişli, heybetli. |
Babayiğit | Türkçe | 1. Yürekli kimse. 2. Bir girişimde kendine güvenebilecek durumda olan kimse. 3. Güçlü kuvvetli, korkusuz kimse. |
Babür | Farsça, Arapça | Kaplan. |
Babürşah | Farsça, Arapça | Kaplan gibi şah. |
Bacı | Türkçe | 1. Büyük kız kardeş, abla. 2. Kız kardeş. 3. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan. 4. Tarikat şeyhlerinin karısı. 5. Kadınlara söylenen bir seslenme sözü. |
Bade | Farsça, Arapça | (ba:de) |
Badegül | Farsça, Arapça | (ba:degül) |
Badiye | Arapça | (ba:diye) |
Bağatur | Türkçe | bk. Bahadır - Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse. |
Bağdaç | Türkçe | bk. Bağdaş - Yakın arkadaş, dost. |
Bağdagül | Farsça, Arapça, Türkçe | Bağda olan gül. |
Bağdaş | Türkçe | Yakın arkadaş, dost. |
Bağır | Türkçe | 1. Göğüs. 2. Ok yayı ve dağda orta bölüm. |
Bağış | Türkçe | Bağışlanan şey, yardım. |
Bağışhan | Türkçe | Bağışı seven hükümdar. |
Bağlan | Türkçe | "Sev, sevdiğine bağlı kal" anlamında kullanılan bir ad. |
Baha | (baha:) | |
Bahadır | Farsça, Arapça | Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse. |
Bahadırhan | Türkçe | Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren hükümdar. |
Bahai | Arapça | (baha:i:) |
Bahar | Farsça, Arapça | 1. Kuzey yarım kürede 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim. 2. Bu mevsimde açan çiçekler ve yapraklar. 3. Gençlik çağı. |
Bahattin | Arapça | Dinin güzelliği. |
Bahir | Arapça | Deniz. |
Bâhir | Arapça | (ba:hir) |
Bâhire | Arapça | (ba:hire) |
Bahise | Arapça | (ba:hise) |
Bahri | Arapça | 1. Denizle ilgili olan. 2. Bir tür deniz ördeği. |
Bahriye | Arapça | Denizle ilgili olan. |
Bahşı | Türkçe | 1. Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim. |
Bahtınur | Farsça, Türkçe, Arapça | Talihli, şanslı, yazgısı parlak olan. |
Bahtıser | Farsça, Arapça, Türkçe | Talihli, şanslı, iyi yazgılı olan. |
Bahtışen | Farsça, Arapça, Türkçe | Mutlu, neşeli, talihli kimse. |
Bahti | Farsça, Arapça | (bahti:) |
Bahtiyar | Farsça, Arapça | Mutlu. Mutlu. |
Bakanay | Türkçe | Ay gibi aydınlık saçan. |
Bakır | Türkçe | Doğada serbest ve birleşik olarak bulunan kızıl renkli, kolay işlenir bir maden. |