İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Ataseven | Türkçe | Atalarını seven kimse. |
Atasever | Türkçe | bk. Ataseven - Atalarını seven kimse. |
Atasevin | Türkçe | "Atalarınını seviniz" anlamında kullanılan bir ad. |
Atasoy | Türkçe | Ataları gibi soylu olan kimse. |
Atasü | Türkçe | Ataları asker olan kimse. |
Atatöre | Türkçe | Atalardan gelen töre. |
Atatuğ | Türkçe | Atalarının tuğunu takmış olan kimse. |
Atatüre | Türkçe | bk. Atatöre - Atalardan gelen töre. |
Atatürk | Türkçe | 1. Türklerin atası. 2. Büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya 1934 yılında yasayla verilmiş soyadı. |
Ataullah | Arapça | (ata:ullah) |
Ataün | Türkçe | Ata-ün. |
Atay | Türkçe | Bilinen, tanınmış kimse. |
Ateş | Farsça, Arapça | 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık. 2. Coşkunluk. |
Atfi | Arapça | (Atfi:) |
Atgun | Türkçe | 1. Yorgun, bitkin. 2. Yavaş. 3. Gizli, saklı. 4. Yaban armudu. 5. Yırtıcı hayvan. |
Atıf | Arapça | (a:tıf) |
Atıfa | Arapça | (a:tıfa:) |
Atıfe | Arapça | (a:tıfe) |
Atıl | Türkçe | “Girişken ol, ilerlemek için çaba göster, hızla ilerle, atılgan ol” anlamlarında kullanılan bir ad. |
Atılay | Türkçe | bk. Atalay - Ünlü, namlı, şöhretli kimse. |
Atılgan | Türkçe | 1. Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan kimse. 2. Girişken. |
Atız | Türkçe | İki dere arasındaki su geçecek set. |
Atik | Arapça | 1. Eski. 2. Özgür, hür. 3. Asil, soylu. |
Âtik | Arapça | (a:tik) |
Âtike | Arapça | (a:tike) |
Atila | Türkçe | bk. Attila - 1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı. |
Atilla | Türkçe | bk. Attila - 1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı. |
Atime | Arapça | (a:time) |
Atiye | Arapça | 1. İhsan, lütuf, bağışlama. 2. Armağan. |
Âtiye | Arapça | (a:tiye) |
Atlan | Türkçe | 1. Ün, nam, şöhret. 2. Değer, önem. |
Atlas | Arapça | Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş. |
Atlı | Türkçe | 1. Atı olan. 2. Ünlü, tanınmış. |
Atlığ | Türkçe | Ünlü, tanınmış, adlı. |
Atlıhan | Türkçe | 1. Atı olan hükümdar. 2. Ünlü hükümdar. |
Atmaca | Türkçe | Kartalgillerden, ava alıştırılabilen küçük yırtıcı bir kuş. |
Atom | Fransızca | 1. Birkaç türü birleşince çeşitli kimyasal bileşikleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık. 2. Eski Yunan filozoflarına göre, gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri. |
Attilâ | Türkçe | 1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı. |
Atuf | Arapça | (a:tuf) |
Avar | Türkçe | 1. Direnen, karşı koyan. 2. VII.yüzyılın sonuna değin Orta Avrupa’da yaşamış bir Türk boyu. |
Avcı | Avlanmayı seven, avı iş edinen kimse. | |
Avhan | Türkçe | Avı seven hükümdar. |
Avkan | Türkçe | 1. Uzak. 2. Suyun toplandığı yer. |
Avni | Arapça | Yardım ve yardımcılıkla ilgili. |
Avniye | Arapça | Yardım ve yardımcılıkla ilgili. |
Avşar | Türkçe | bk. Afşar. - 1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. 2. Çabuk iş gören, çevik, atılgan. 3. Uyumlu, yumuşak başlı. 4. Bir şeyin zıddı, aksi. |
Avunç | Türkçe | Avunma, teselli. Avunma, teselli. |
Ay | Türkçe | 1. Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi, kamer. 2. Yılın on iki bölümünden her biri. 3. Güzel, parlak, nurlu. |
Aya | Türkçe | Kibar hanım, hanımefendi. |
Ayaba | Türkçe | Ay gibi parlak ve güzel ana. |