İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Nebahat | Arapça | Şan, şeref, onur. |
Nebahattin | Arapça | Dinin şanı ve şerefi. |
Nebi | Arapça | (Nebi:) |
Nebih | Arapça | Namlı, ünlü, şerefli. |
Nebihe | Arapça | (nebi:he) |
Nebil | Arapça | 1. Yüksek nitelikli ve onurlu. 2. Akıllı, anlayışlı. 3. Bilgili ve erdemli. |
Nebile | Arapça | (nebi:le) |
Nebiye | Arapça | Haberci, haber veren, elçi. |
Necabet | Arapça | (neca:bet) |
Necabettin | Arapça | (neca:bettin) |
Necat | Arapça | Kurtuluş, kurtulma. Kurtuluş, kurtulma. |
Necati | Arapça | (neca:ti) |
Neccar | Arapça | 1. Dülger. 2. Marangoz. |
Necdet | Arapça | Kahramanlık, yiğitlik, kuvvetli ve gözü pek olma. |
Necibe | Arapça | (neci:be) |
Necile | Arapça | (neci:le) |
Necip | Arapça | Soyu temiz, soylu. |
Neclâ | Arapça | (neclâ:) |
Necmeddin | Arapça | bk. Necmettin - 1. Dinin yıldızı. 2. Erkek adı. |
Necmettin | Arapça | 1. Dinin yıldızı. 2. Erkek adı. |
Necmi | Arapça | Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ait. |
Necmiye | Arapça | Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ait. |
Necve | Arapça | Tümsek ve yüksek yer |
Nedim | Arapça | 1. Sohbet arkadaşı. 2. Güzel öykü anlatan, tatlı konuşan. |
Nedime | Arapça | (nedi:me) |
Nedret | Arapça | Azlık, seyreklik, az bulunma. Azlık, seyreklik, az bulunma. |
Nefaset | Arapça | (nefa:set) |
Nefer | Arapça | 1. Bir adam, tek kişi. 2. Er, asker. |
Nefi | Arapça | (nefi:) |
Nefis | Arapça | Herkes tarafından beğenilen, çok güzel. |
Nefise | Arapça | (nefi:se) |
Nehar | Arapça | Gündüz. |
Nehip | Arapça | 1. Dehşet, korku. 2. Yağmacı, çapulcu. |
Nehir | Arapça | 1. Akarsu, ırmak. 2. Çok, bol, fazla. |
Nehire | Arapça | (nehi:re) |
Nehri | Arapça | (nehri:) |
Nejat | Farsça, Arapça | 1. Soy, nesil. 2. Doğa, yaradılış, yapı. |
Nejlâ | Arapça | (nejlâ:) |
Nemutlu | Türkçe | İyi bir olay, mutlu bir durum karşısında söylenen bir söz. |
Neptün | Fransızca | Güneşe yakınlığı bakımından sekizinci olan gezegen. |
Nergis | Farsça, Arapça | 1. Çiçekleri ayrı ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, beyaz veya sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. 2. Güzelin gözü. |
Nergise | Farsça, Arapça | Fil dişi veya kemikten nergis biçiminde oyulmuş tavan süsü. |
Nerim | Farsça, Arapça | Pehlivan, yiğit. |
Neriman | Farsça, Arapça | Pehlivan, yiğit, cesur. |
Nermi | Farsça, Arapça | Yumuşaklık, gevşeklik. |
Nermin | Farsça, Arapça | Yumuşak, nazik, ince. |
Nesibe | Arapça | Soylu, soyu temiz. |
Nesil | Arapça | Aynı çağda yaşayan ve hemen hemen aynı yaşta bulunan kimselerin tümü, kuşak. |
Nesim | Arapça | 1. Yumuşak esinti, yel. 2. Yumuşak huylu. |
Nesime | Arapça | 1. Yumuşak esinti, yel. 2. Yumuşak huylu. |