| Ağbet |
Türkçe |
1.Akça pakça yüz. 2. Akça pakça yüzlü. |
| Ağbilek |
Türkçe |
Akça pakça bilekli, beyaz bilekli. |
| Ağca |
Türkçe |
1. Ak renkte, beyaz, oldukça beyaz. 2. Temiz, lekesiz. 3. Alaca. 4. Pamuk ipliğinden dokunmuş çul. |
| Ağcabey |
Türkçe |
Temiz, namuslu, eline ayağına düzgün bey. |
| Ağça |
Türkçe |
bk. Ağca. - 1. Ak renkte, beyaz, oldukça beyaz. 2. Temiz, lekesiz. 3. Alaca. 4. Pamuk ipliğinden dokunmuş çul. |
| Ağçelik |
Türkçe |
Beyaz çelik. |
| Ağer |
Türkçe |
Temiz, doğru kimse. |
| Ağgül |
Türkçe, Farsça, Arapça |
Beyaz gül, ak gül. |
| Ağın |
Türkçe |
1. Yükseliş, yüceliş. 2. İhtiyar, yaşlı. 3. Daha fazla. 4. Aşk, sevda. |
| Ağırtaş |
Türkçe |
Ağırbaşlı, olgun kişi. |
| Ağış |
Türkçe |
Yükseliş, yükselme. Yükseliş, yükselme. |
| Ağkız |
Türkçe |
1. Akça pakça kız. 2. Temiz, iffetli kız. |
| Ağnak |
Türkçe |
Coşkulu, sevinçli. |
| Ağyar |
Arapça |
(ağya:r) |
| Ahen |
Farsça, Arapça |
(a:hen) |
| Ahenk |
Farsça, Arapça |
(a:henk) |
| Ahfeş |
Arapça |
Gündüzleri zayıf, geceleri iyi görebilen kimse. |
| Ahıska |
Türkçe |
Gürcistan topraklarında bir kale. |
| Ahi |
Arapça |
(ahi:) |
| Ahmet |
Arapça |
Övülmeye layık, övülmüş. |
| Ahsen |
Arapça |
Çok güzel, en güzel. |
| Ahter |
Farsça, Arapça |
1. Yıldız. 2. Talih, şans, uğur. |
| Ahu |
Farsça, Arapça |
(a:hu:) |
| Aişe |
Arapça |
(a:işe) |
| Ajda |
Farsça, Arapça |
1. Filiz, sürgün. 2. Çentik çentik olan şey. |
| Ajlan |
Arapça |
bk. Aclan. - Hızlı, çabuk, telaşlı kimse. |
| Ak |
Türkçe |
1. Kar, süt gibi şeylerin rengi, beyaz. 2. Temiz, namuslu. 3. Sıkıntısız, rahat. |
| Aka |
Türkçe |
1. Büyük kardeş, ağabey. 2. Baba. 3. Saygıdeğer kişi. 4. Kabadayı. 5. Akan dam. |
| Akabay |
Türkçe |
Saygıdeğer varlıklı kişi. |
| Akabey |
Türkçe |
Saygıdeğer, varlıklı bey. |
| Akad |
Türkçe |
Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse. |
| Akadlı |
Türkçe |
Doğruluğuyla ve dürüstlüğüyle ünlü kimse. |
| Akağan |
Türkçe |
Dürüstlüğüyle yükselen, yukarı çıkan kimse. |
| Akal |
Türkçe |
1. Akmak ve almak fillerinin emir biçimlerinin yan yana gelmesiyle oluşmuş bir ad. 2. Beyaz anlamındaki ak ile kırmızı anlamındaki al sözlerinden oluşmuş bir ad. |
| Akalan |
Türkçe |
Dürüstlüğüyle ünlenen kimse. |
| Akalın |
Türkçe |
Dürüst, temiz, namuslu kadın. Dürüst, temiz, namuslu kişi. |
| Akalp |
Türkçe |
Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse. |
| Akaltan |
Türkçe |
Dürüst, güvenilir sultan, padişah. |
| Akan |
Türkçe |
1. Bir yerden bir yere doğru akan, giden. 2. Çeşme, pınar. |
| Akanay |
Türkçe |
Bir yerden bir yere doğru giden güzel kadın. |
| Akaner |
Türkçe |
Bir yerden bir yere giden kimse. |
| Akansu |
Türkçe |
Bir yerden bir yere doğru akan, giden su. |
| Akant |
Türkçe |
Dürüst, güvenilir yemin. |
| Akanyıldız |
Türkçe |
Güneş sistemi içinde hareket ederken dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne. |
| Akarca |
Türkçe |
1. Küçük akarsu. 2. Kaplıca. 3. Sürekli işleyen çıban. 4. Kemik veremi. |
| Akarçay |
Türkçe |
Akan çay, dere. |
| Akarsel |
Türkçe, Arapça |
Akan sel. |
| Akarsu |
Türkçe |
1. Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. 2. Tek sıra elmastan gerdanlık. |
| Akartuna |
Türkçe |
Tuna nehri gibi akan. |
| Akartürk |
Türkçe |
Akan, ileriye hareket eden Türk. |